15 TEMMUZ'DA NE YAŞADIK BİZ?

Tespitler yaparak ilerleyeceğiz. Doğruyu, yalanı, yorumu değerlendirmeden tespitlerle gideceğiz.. Önce darbe nedir?  Nerede olur bunlara bakalım..

19. Yüzyıl’ın başında Osmanlı’da 2. Meşrûtiyet, Rusya’da Çarlık’ın devrilmesi, Çin’de Mao’cu devrim aynı tarihlere rastlar. Aslında hepsinin tetik mekanizmasını aynı odak çalıştırmıştır. Darbelerin sömürülmek istenen, dışardan yön verilmek istenen ülkelerde olması asla tesadüf değildir. Burada halk hareketleri ile karışmış kavramları da iyi anlamak gerekir. Çünkü tetiği çekenler halk hareketlerini de organize ettiği gibi ülke içlerine daha önceden monte ettiği asker ve yönetim kadrosu ile de darbeyi gerçekleştirebilmektedir.

Özellikle 2. Dünya savaşından sonra darbe girişimlerinin %50’sinin başarılı olduğunu görüyoruz. Bu oran hemen hemen tüm coğrafyalarda benzerdir. Gerçekleşmeyen darbeler de göz korkutmak için yapılmış izlenimi veriyor. Gerçekleşen darbelere baktığımızda dünyanın sömürü merkezi Afrika en fazla payı alan yer. Ardından Latin Amerika geliyor. Sonra Ortadoğu ve Asya. Tabi ki Avrupa’da sayı en az. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra önde gelen ülkelerde darbe yok neredeyse. Bir tek İspanya’da 1975’te olmuş. Latin Amerika ülkeleri olan Bolivya 15 ve Peru 9 darbe ile bu alanda lider. 

Darbelerin genelde bir kaç sebeple yapıldığını görüyoruz. Birincisi ülkedeki doğal kaynakların millileştirilmesi girişimleri. İkinci sırada ise stratejik ülkelerde emperyalist güçlerin yönlendirmelerine yapılan itirazlar yoğunlaştığında gerçekleşiyor. Bize olan ise bazı ülkelerin kesinlikle güçlenmesine izin verilmemesi ile alakalı. 

Son zamanlarda Venezuela darbesi doğal kaynaklar için, Mısır darbesi de ülkenin bakış açısının değişmemesi için yapıldı. Darbe yapılış amacını yönetime gelen cuntacıların ülke yönetimindeki değişikliklere bakarak anlayabiliriz. Mısır’da Sisi yaptığı darbe ile merhum Mursi’nin söylemlerini ve yapılanları nasıl tersine çevirdiğini görüyoruz. Sisi yaptıkları ile zaten darbe destekçilerini ele vermekte. Libya’da Hafter destekçilerinin talimatı petrol üretimini durdurması idi. Hafter petrol üretimini durdurdu. Amaç üretimi  petrol fiyatlarındaki düşüşü önleme idi. Hangi lider ülkesini bu çok önemli gelirden mahrum eder ki? İşte darbeler böyledir. Yapana değil yaptırana bakacaksın. Ülkenin halkı ve geleceği darbeyi yaptıranların umrunda bile değildir. Aslında sömürge zihniyetinin tezahürüdür darbeler..

Bizdeki darbelerde millete ayar çekme girişimlerini görüyoruz. "Sen kendi sınırlarında inanır, eğitir, üretir ve savaşırsın, kontrolümüzden çıkamazsın" hatırlatmalarıdır bizim darbe tarihimiz. Fakat 15 Temmuz darbesinin başka emelleri de vardı. Marmara Bölgesi, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi ve İzmir’in elden çıkması söz konusu idi. Hatay da buna dahil. Memleketim olduğu için biliyorum: 15 Temmuz gecesi sınırdan askerlerimizin çekildiği, işgale uygun ortam hazırlandığı hep söylenir. 

Sözün kısası özellikle son yıllardaki darbeler halk ayaklanması da olsa hep manipülatörler aracılığı ile olmaktadır. Bilmek buradaki en önemli mesele. Bileceksin ve bildiğini paylaşacaksın. Sen millet olarak güçlü olursan, birlik olursan sana ne darbe yapabilirler, ne de senden bişey koparabilirler.


Bildiğin ve birlik olduğun kadar güçlüsün.