Ak Parti’yi sahiplenen ve aidiyet taşıyan dava erlerinde, 2023 kadrosu için, teşkilatlarda büyük bir değişim beklentisi var.
Belde, ilçe, il kongreleri ve ardından büyük kongre ile birlikte bu önemli beklentinin nasıl karşılık bulacağını zaman elbette gösterecek, bu süreç ilgi ve merakla beklenirken teşkilatların performansı ile ilgili değerlendirmelerin büyük bir titizlikle devam ettiğini duyuyoruz.
Özellikle aidiyet duygusunu kaybetmiş, vatandaşla ilişkisini kesmiş, dava ruhunu kaybetmiş ve millete tepeden bakanlarla yollar ayrılacak.
Önemli oranda kaybedilen parti hafızasının eski günlerde ki heyecanla yeniden toparlanması bekleniyor.
Tekerlekleri patlamış jantta giden araç misali patlayan tekerlekler değiştirilmez ise sonuç malum.
Siyasette de durum aynı, gelinen noktada gereği yapılmazsa durum telafisi zor bir hal alabilir.
Demem odur ki, bu davaya gönül veren, emek veren, aidiyet taşıyan tecrübeli dava erlerinden istifade etmezsek sonuç hayal kırıklığı olur.
Siyaset, bilgi, birikim ve iyi yetişmiş kadroların yanı sıra doğrulardan ayrılmadığınızda kalıcılık arz eder.
Birçoğunuzun bildiği güzel bir hikayeyi hatırlatmak istiyorum.
Çömlek ustasının yanında çalışan kalfası kendince, artık öğrenilecek bir şey kalmadığını düşünerek, ustasından helallik almadan işinden ayrılır ve bir çömlekçi dükkanı açar.
Çanak çömlekleri pür dikkat hazırlayarak fırına atar ancak fırından çıkardığı çanak ve çömleklerin hepsi patlamıştır, hatalı yaptığını düşünerek tekrar yapar ve fırına verir sonuç yine olumsuz.
Bu durum böyle devam eder, sonunda dayanacak gücü ve sermayesi kalmayınca ustasına giderek özür diler ve affını ister.
Ustası da elini kalfasının omzuna koyarak:
“Şimdi beni iyi dinle evlat, ben çanak ve çömlekleri fırına atmadan önce küreğin üzerine yerleştirirken püf diyerek bir miktar hava verdikten sonra fırına atıyordum, o arada sana çömlekleri taşıtıp görmeni engelliyordum, daha doğrusu senin dikkatinin olgunlaşmanı bekliyordum ama sen acele ettin ve faturasını da ağır ödedin der. “
İşte her başarılı iş için bir püf noktası vardır deriz ya, işte o sözler bu hikâyeden gelir.
Siyasette de durum aynı, birçok püf noktaları vardır işte bu püf noktalarını atlarsanız yarı yolda kalırsınız, esameniz bile okunmaz.
Yine bilinen başka bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum
Görev süresini tamamlayan siyasi bir lider, yerine gelecek olana kapalı zarf içinde üç mektup bırakır ve ona zor durumda kaldığında ve zamanı geldiğinde, sırasıyla bunları açmasını öğütler.
Aradan zaman geçer ve iktidar sahibi, işler sarpa sarınca öğüdü anımsar ve ilk zarfı açar, kâğıtta üç sözcük yazılıdır;
"Senden öncekileri kötüle"
Bu öğüt bir zaman için tutsa da uzun sürmez, İşler bir süre sonra kötüye gidince o zaman ikinci zarfı açar, ikinci zarftaki öğütte,
"Çevrende olanları kötüle" yazmaktadır.
Ne var ki başta kendisi varken, çevreyi kötülemesi de onu kurtarmaz ve son umudu üçüncü zarfta arar ve asıl tutulacak öğütte burada yazılıdır;
"Senden sonra gelecek kişiye üç zarf bırak" diye yazmaktadır.
Adalet, özgürlük, saygı, dürüstlük, liyakat, aidiyet gibi değerlerin yokluğunun neden olduğu tahribatlar büyük olur.
Popülizme dayalı siyaset anlayışından vazgeçilmeli,
Saygı ve sevgi çerçevesinde, toplumun her kesimini kucaklayan, liyakati esas alan yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var.
Hakikat amaç, siyaset araç olmalıdır.
İktidarı ve muhalefeti ile millete karşı sorumluluk içinde aynı paralelde gidilirse bu ülke düzlüğe çıkar...
Gelecek bizim ve bu ülke hepimizin.
Kalın sağlıcakla.