AŞILAMA, TEDBİRLER VE BİZ

Güncel aşılama oranlarında pek değişen bir şey yok. İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri neredeyse nüfusunun hepsini aşıladı. Ardından gelen üç ülke İngiltere, Şili ve ABD vatandaşlarının üçte birini aşılamış durumda.

Nüfusunun %26’sını aşılayan Sırbistan dışındaki Avrupa ülkeleri %9 ila %14 arasına sıkışmış durumda. Biz 12.3’teyiz. Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya gibi Avrupa’nın büyük ülkeleri az da olsa bizim gerimizde. Grafiğe göre de ilk 6-7 ülkenin ardındaki kalabalık grubun içerisindeyiz.

Aşılama oranlarının yükselmesi aşıyı üretmeye ve satın almaya bağlı desek de durum böyle değil. Aşı ürettim diyen Almanya’da oran %10, Rusya’da %4, Çin’de ise %3.6. Satın almak desek herkes aşıyı satın almaya çalışıyor. Ama üretim az ve talep çok. Bu yüzden salgının başından beri yerli aşı çığırtkanlığı yapıyoruz. 1974 yılında çiçek hastalığını dünyadan kazıyıp atmak amacıyla Dünya Sağlık Örgütü’ne aşı desteği sağlarken 1996’dan beri aşı üretimini yapmıyoruz.

Sadece pandemi süresince Koronavirüse karşı değil halihazırda kullandığımız tüm aşıları üretebilmeliyiz. Daha 1900’lü yılların başlarında 10, 1937’de 17 çeşit aşıyı üretebiliyorken şimdi bu sayının sıfır olması çok üzücü. İnşallah Koronavirüs aşısı yeni bir başlangıç olur aşı üretiminde. Bu teknolojiye çok ihtiyacımız var.

Son zamanlarda Pediatri Dernekleri çocukları da koronavirüse karşı aşılamaya başlamalıyız demeye başladı. Benim de görüşüm Çin aşısı ile aşılamaya başlanması yönünde. Eski teknoloji aşıları bildiğimiz, daha önce çocuklarda çokça kullandığımız aşılar. Yeni teknoloji aşıların çocuklarda uygulanması için biraz daha güvenilirliğe ihtiyacımız var gibi duruyor. Ama çocukların aşılanması da gündeme girmeye başladığını söyleyebiliriz.

Sağlık çalışanlarını ve yaşlılarımızı aşıladık. Şimdi riskli diğer vatandaşlarımıza sıra geldi. Polislerimiz ve Öğretmenlerimiz aşılanacak. Aşılama %60’ları geçtiğinde pandemi etkisinin azalacağını görmeyi umuyoruz.

Özellikle mutant virüslerle beraber tüm dünya ile bizim ülkemizde de vaka sayılarında artışı gözlemliyoruz. Hastalık daha bulaşıcı hale geldi. Daha hızlı yayılabiliyor. Bu da demek oluyor ki tedbirleri daha sıkı uygulamamız lazım. Virüs ne kadar yayılmaya devam ederse o kadar mutasyon geçirecek. Aşılama başladı. Bizim de buna tedbirlere sıkı sıkıya tutunarak destek olmamız gerekiyor.

Devletimiz iki haftadır sorumluluğu vatandaşlarıyla aktif olarak paylaşmaya başladı. Dört kademe belirledi. Tedbirlere ne kadar uyarsanız yaşadığınız ilde tedbirler o kadar gevşetilir dedi. Peki bu şartlara göre tedbirini arttırıp vaka sayılarında azalma görülen il var mı desek cevabımız elbette hayır olacak. Yayınlanan sayılar iki kata varan vaka sayısı artışını göstermekte. Yani hem tedbirleri gevşetin, hem sayıları azaltın, hem hastaları tedavi edin naraları pandemiyi kontrol etmede işe yaramıyor.

Evet şu anda kontrol bizde. Yaşadığımız şehirde daha serbest dolaşıp yaşamak istiyorsak tedbirlere uymalıyız. Daha da çok tedbirli davranmalıyız.