Bugün rehberin matemi

Ne derin bir acıdır, gönlümüzde hüzündür, efendimiz (S.A.V)’ın “Bunlar benim oğullarım, benim kızımın oğulları! Ey Allah’ım ben onları seviyorum. Senin de onları ve onları sevenleri sevmeni niyaz ediyorum.” Diyen nebinin göz bebeği Hz. Hüseyin’in ve 72 yakınının şehit edilmesinin, İslam tarihinde siyasi bir kırılmanın adıdır Kerbela. Olayın Muharrem ayında vuku bulması da  bu olaya ayrı bir önem katmaktadır.

Muharrem ayını idrak etmekteyiz. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’ın Mekke’den Medine'ye hicretinin takvimin başı ilan edilmesi nedeniyle Muharrem ayı hicri takvimin 1. ayı olmuştur. Hicret bir manada bu kutlu yürüyüşe başlamanın adıdır. Muharrem ayı ise birçok önemli olayın gerçekleştiği önemli bir aydır.


Zilkade, Zilhicce ve Recep ayıyla birlikte Muharrem ayı İslam’da savaşmanın yasak olduğu dört aydan biridir. Tarih boyunca içinde bulundurduğu farklı olaylar sebebiyle önemli kabul edilmiş, aşure günüyle ayrı bir özellik kazanmıştır.


Muharrem ayının onuncu gününde hazırlanan Aşure ’ye bağlı inanç ve gelenekler hayli fazladır.

Aşureye bağlı olarak dünyanın yaratılışı,

Hz. Eyüp’ün hastalıklarından şifa bulması,

Hz. Yunus’un balığın karnından kurtuluşu,

Hz. İsa’nın doğuşu ve göğe yükseltilmesi,

ilk yağmur, Hz. İbrahim’in nemrut tarafından ateşe atılışı gibi olayların bu ayda gerçekleştiği inanıcının da Muharrem ayının önemli addedilmesinde etkisi vardır.

Kamerî takvime bağlı olarak Arabî ayların eksiltmeli oluşu nedeniyle yıllar içinde önemli birçok olayın Muharrem ayına rastlaması toplumlar tarafından önemsenmiş ve kutsallık addedilmiştir.

 Metin Ant, Kazvinî’nin Acayibü’l-Mahlûkât adlı kitabına dayanarak aşure günü de olan onuncu gün için şu olayları sıralıyor: Hz. Âdem’in pişmanlığı, Hz İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsâ’nın doğuşu;  Hz. İbrahim’in atıldığı ateşin Allah’ın buyruğuyla soğuması; Hz. Yakub’un, oğlu Hz. Yusuf için ağlamaktan kör olan gözlerinin açılması. Hz. Yusuf’un tutukluluktan özgürlüğe kavuşması, Hz. Süleyman’ın tılsımlı yüzüğünü bulunca krallığının ululanması, Hz. Yunus’un dua ve öğütleriyle Ninova kentinin kurtuluşu, Hz. Eyyub’un iyileşmesi, Hz. Yahya’nın doğuşu, Hz. Zekeriyyâ’nın çocuğu olsun diye ettiği duanın kabul edilmesi, Hz. Musa’nın kutsal Tuva vadisinde ateş ağacını görüşü, Hz. Musa ve kavminin Mısır’dan ayrılışı. Bunun gibi Hz. Yakub’un oğlu Hz. Yûsuf’a kavuşması, Hz. Nûh’un Cudî dağına varışı da yine bu ayın onuncu gününde gerçekleşmiştir.

Ancak hüzünlü ve matemli bir günün yaşandığı bir 10 Muharrem vardır tarihte.  Hicret'in 61. yılında, Muharrem ayının onuncu günü yani, aşure gününde ise İslam tarihinde asırlar boyunca izleri silinmeyen Müslümanları derinden yaralayan bir cinayet işlendi.

Efendimiz  (S.A.V) torunu Hz. Hüseyin 55 yaşındayken, yanında 72'ye yakın akrabasıyla -ehlibeyt mensubuyla- şehit edildi. Mübarek başı vücudundan ayırıldı. Döneminin en büyük zalimlerinden biri olan, siyaset, güç, koltuk uğruna tüm değerleri İslam’ın önüne geçiren  Yezide boyun eğmediği  için Irak'a giderken de  Kerbela'da pusuya düşürülmüş ve hunharca şehit edilmiştir.

O günün siyasi otoritesi bir nevi Hz. Hüseyin ve ehlibeytini, koltukları makamları ve mevkileri için bir tehdit unsuru olarak görmüştür.

Her Muharrem ayında, her aşurada hüzünlenir ve burkuluruz asrı saadetin mimarı 2 cihan serveri efendimizin torunu Hz. Hüseyin’in şahadetinin hüznü dolar içimize .

O gün bu gündür bitmez Alem-i islam’ın Kerbela’ları…  

Siyaset, mezhepçilik, kardeşi kardeşe kırdırma  ve daha nice ibretlik hazin olaylar. İbret alır mıyız?  Asla. Bugün İslam dünyasının yaşadığı Kerbela’larda bir taraf olanların daha sonradan pişman olan küfelilerden bir farkı olmayacaktır.


Yine İslam dünyasının yaşadığı zulümlere sessiz kalıp şer odakları  ittifak yapan şahısların ,grupların, devletlerin de Yezid’ten bir farkı olmayacaktır.
Ne zaman ki ümmet çatısı yıkıldı hanemiz suya sele gömüldü, üstümüze kar yağdı üşüdük,   siyasetin kalleş yüzü ile plan yapanların oyunlarına direnmek, bu ümmeti bir tutmaktan çok  başka sevdalar peşine düşmemiz parçalanmamız bitirdi bizi de.

Gönlümüz seninle ey evladı Resul, selam olsun sana, yolundan gidenlere ve selam olsun haksızlık karşısında dik durup can verenlere.


Zalimler el urup hep şemşir-i canrübâya

Kasdettiler serâpa evlâd-ı Mustafâ'ya

Devran olup müsâit ol kavm-i bîhayâya

İslam dündü bîdâdî serhadd-i intihâya

Kimler eder tahammül ya Rab bu iptilâya

Âmâc edip vücûdun bin nâvek-i kazâya

Düştü Hüseyn atından Sahra-ı Kerbelâ'ya

Cebrail var haber ver Sultan-ı Enbiyâ'ya.

(Kazım Paşa)