Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, düzenlenen Şubat ayı değerlendirme toplantısında konuştu.
Başkan Bozbey'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Bursamızda yapılanları değerlendirmeye ve Bursamızın geleceği ile ilgili yapılanları paylaşmaya devam edeceğiz. Bu ayın ana gündemi kentsel dönüşüm ve dirençlilik oluşturuyor. Arkadaşlar, bu ana gündemimizin yanında tabii ki çalışmalarımızı da sizlerle paylaşacağız. Ancak biliyorsunuz, Bursamızın yaşanabilir, dirençli ve sürdürülebilir bir geleceğe taşımak bizim en önemli önceliğimiz. Kentsel dönüşümü yalnızca bir fiziksel yenilenme olarak görmüyoruz; yeşil alanları, sosyal donatıları, ulaşım altyapısını ve toplumsal dayanışmayı da içeren kentsel ihtiyaçların da var olduğu, olması gereken bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Hedefimiz, insan odaklı, doğa ile uyumlu ve kültürel mirası da koruyan bir proje oluşumunu yaşama geçirmektir.
Bursamızın sürdürülebilir turizmi ve sürdürülebilir bir anlayışa sahip olması gerekiyor. Halen daha Bursa'da turizmcilerin dediklerine göre 1.4 gün geceleyen turist var.
Ne yazık ki Bursa, bu büyük mirası zaman içinde plansız yapılaşma ve depreme dayanıksız yapı stoku ile birlikte maalesef risk altına almıştır. Bu nedenle Bursa'da insana odaklı, özellikle de sürdürülebilir bir kentsel dönüşme ihtiyaç vardır.
Bildiğiniz üzere, aktif fayların kesiştiği bir noktada yer alıyoruz ve tarih boyunca birçok yıkıcı deprem yaşanmıştır. Kentimizin deprem riskine karşı dayanıklı hale getirilmesi sadece bugünün değil, aynı zamanda geleceğin Bursa'sı için kritik bir öneme sahiptir.
Bu doğrultuda kentimizin risk haritalarını oluşturarak kentsel dönüşüm çalışmalarına hız vermiş bulunuyoruz. Depreme dayanıklı bir Bursa yaratmak öncelikli hedefimiz arasındadır.
Yine zemin etütleri ile yapı güvenliğinin artırılması, kent dokusuna uygun sürdürülebilir dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, vatandaşlarımızın haklarının korunması, uzlaşı noktasında bir sistemin kentsel dönüşüm sisteminin belirlenmesi, bu kapsamda kentimizin her köşesinde kapsamlı dönüşüm seferberliğini başlatmış bulunuyoruz. Şimdi sizlere sunacağımız çalışmaların yanı sıra önümüzdeki süreçte de yeni projelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.
Bursamız aktif deprem üreten çok önemli bir tektonik deprem kuşağında yer almaktadır. Tarih boyunca depremler kuşağında yer aldık; bunların en önemlisi 1855 depremidir. 28 Şubat 1855'te olan bu deprem gerçekten önemli bir yıkıma sebebiyet vermiştir.
Ve bu depremin ana ölçüsünün Uluabat Gölü'nün güneyinden geçen Uluabat Fayı üzerinde olduğu düşünülmektedir. En büyük hasar Kestel'de, Akçalar'a kadar olan bölgede gözlenmiştir.
Sismik tehlike analizleri yapılırken iki noktada mutlak durulmalıdır: deprem üretecek fay hatları ve bölgenin zemin yapısı. Çünkü bölgenin zemin yapısı depremi büyüten bir durumda olabilir; yani sıvılaşma potansiyeli yüksekse orada yıkıcılık daha fazladır.
Bursa'da MTA tarafından resmi olarak varlığı tespit edilmiş dokuz tane fay hattı var. Bunların ne kadar deprem üreteceği de hesaplanmış durumda.
Bursa olarak Japonya ulusal ajansıyla yaklaşık üç 5:30 yıllık bir süreç boyunca devam eden bir proje var. Bu projenin en önemli çıktısı Bursa'nın kentsel dirençlilik planının oluşturması olacak.
Projemizin üç önemli çıktısı bulunuyor. Birinci çıktığımız, deprem riskinin kamu binalarının değerlendirmesi; ikinci çıktığımız ise kentsel dirençlilik projesinin hazırlanmasını çok önemli katkı sağlayacaktır. Bu plan, üst ölçekli ve alt ölçekli planlarda da test edilecektir. Bu planlarda kullanılacak üçüncü çıktı ise, planı belgeleri ile elde edilerek depremde oluşacak kayıplarımızı minimize etme durumumuz olacaktır.
Nüfusumuzun büyük bir çoğunluğunun yaşadığı Osmangazi, Yıldırım ve Nilüfer'de mikro ölçeklendirme yapılmaktadır.
Mete'in verilerine göre kendimizden geçen tüm paylar resmi olarak tescillenmiş, ancak bilim insanlarının tespit ettiği faylarımız var. 12 farklı deprem senaryosu oluşturulmuş durumda.
Ancak deprem riskini belirlemek için sadece zemin yapı envanteri değil, bu verilerin de eklenmesi gerekiyor. Bu anlamda Bursa'daki yapı stokunu detaylıca analiz etme durumundayız.
Geçen yıllarda 520.000 bina bulunuyordu, bu sayı 628.000'e ulaştı. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Binaların yapım yılı, bulunduğu zemin, kat sayıları gibi verileri dijital ortamlarda analiz ettik. Akademik uzmanlarımız ve Japon uzmanların verilerine göre bu yapıların durumunu tespit ettik.
RİSKİMİZ BÜYÜK
122.000 binanın deprem riski taşıdığını, yaklaşık 26.000 binanın ise yıkılma riski altında olduğunu üzülerek paylaşmak istiyorum.
İşte bunun için kentsel dönüşüme hız verdik.
Kamu binaları, okullar, köprüler, altyapı testleri, havaalanları ve limanlar afet direnci açısından izleme fırsatı bulduk. Japon uzmanlarımız analizleri tek tek gerçekleştirdiler. Böylece tek tek kamu yapılarının altyapı tesislerinin risk analizlerini bu şekilde dahil etmiş olduk.
Sanayi yapıları da gündeme girecek çünkü sanayimizin de geri dönüp baktığımızda OSB serüvenimiz var ve altında kaçak yapılaşmış sanayilerimiz var. Onların da mutlak surette tekrar analiz edilmesi, hem zemin hem yapı açısından analiz edilmesi zorunluluğu var.
Bu projenin ikinci ve en önemli çıktısı ise Bursa kentsel dönüşüm planı da demiştik.
Aynı zamanda elde edilen bu bilgiler, kent anayasası dediğimiz 2050 vizyonu ile belirlenecek olan çevre düzeni planına da bu verilerin tümü altlık teşkil etmiş olacak. O veriler üzerine bu plan gerçekleştirilmiş olacak.
Projemizin üçüncü ve son aşamasında kentsel dirençli vizyonun izlenmesi yer alacak. Böylece verilecek hedeflerin ne ölçüde uygulandığını takip etmiş olacağız ve gerektiğinde yeni önlemler alarak da süreci daha da güçlendirmiş olacağız.
Sismik tehlike analizleri yapılırken iki noktada mutlak durulmalıdır: deprem üretecek fay hatları ve bölgenin zemin yapısı. Çünkü bölgenin zemin yapısı depremi büyüten bir durumda olabilir; yani sıvılaşma potansiyeli yüksekse orada yıkıcılık daha fazladır.
Yöntemimizi dirençli hale getirmek için kararlı adımlar atmaya da devam edeceğiz.
Çalışmalar kapsamında büyük oranda plansız kentleşen şehrimizin kentsel dönüşüm odaklı planlanması da ön plana alınmıştır. Aynı zamanda Bursa'nın ulaşım gibi sorunlarının çözüm odaklı değerlendirilmesi de öngörülmektedir.
Yaya öncelikli bir bakış açısıyla ilerliyoruz. Çocuklarımızın okula yürüyerek veya bisikletle gidebileceği bir model geliştirmiş bulunuyoruz.
Bursamızda kentsel dirençlik sağlanması için en önemli araçlardan biri elbette kentsel dönüşümdür. Hep üzerinde konuşuyoruz, zaman zaman tartışmaya devam ediyoruz; yenilemekte ibaret olmadığını tekrar ediyorum.
İnsan odaklı bir kentsel dönüşüme ihtiyaç var.
Aksi takdirde sadece bina yenilemiş oluyoruz; bina yenilemek dönüşüm değildir. Evet, binayı dirençlerle getirebiliyorsunuz ama o bölgede dönüşüm yapmamış oluyorsunuz. Onun için bizlerin amacı, bölgesel anlamda bütüncül bir çalışmayla bu projeyi yürütmek.
Bugüne kadar maalesef bu plan hazırlanmamıştır. Biz göreve geldikten sonra bu planın hazırlanması ile ilgili bir yaklaşım sergiledik ve 2025 yılı içerisinde kentsel dönüşüm projemizi tamamlamış olacağız.
Bu kapsamda ilgili birimdeki arkadaşlarımız mevcut 17 ilçe ile tek tek görüşüp inceleme gerçekleştirdiler. Bu alanlarda nasıl bir dönüşüm gerçekleştirileceğini ve ne kadar finansman gerekeceğini belirlemiş olacağız.
Birlikte katılımcı bir anlayışla bu projeyi yöneteceğiz.
Bugüne kadar ihmal edilmiş sosyolojik altyapısını da ortadan kaldırmış olacağız ve bu şekilde kentsel dönüşüm strateji belgesi de ortaya çıkmış olacak.
Planlı gelişmiş alanlarda özel sektör ile kentsel dönüşüm sürecini hızlandırdık.
Arkadaşlarımız özel bir proje yürüttü. Ben de bu konuyu belediye başkanlarımızla tartıştım. Biliyorsunuz, 17 belediye başkanımızla üç ayda bir bir araya geliyoruz ve bununla birlikte onların görüşüne sunduk. Aynı zamanda akademik odalarımızın da temsilcileri ile imar ve bayındırlık komisyonuyla da bu konular tartışıldı ve böylece bir sistem belirlendi. Bu sistem, bu anlayış her yerde uygulanacak bir duruma dönüştü.
Meclisten geçtikten sonra planlı alanlarda hangi bina başvuracaksa kriterler belli. Meclise o şekilde gelecek, o şekilde de çıkacak.
Bu dönüşüm süreci, Bursa'nın daha yaşanılabilir, çevre dostu ve güvenli bir kent olmasını da sağlayacaktır.
Sonuç olarak, deprem riski hepimizce bilinen Bursa'mızın dirençli bir kent haline getirilebilmesi için tüm paydaşlarımızla iş birliği içerisinde katılımcı bir anlayışla hareket ediyoruz. Belediyemizin kendi imkanlarıyla yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleri ile toplam 230.000 kişilik nüfusu, 28.500 binayı ve 100.000 bağımsız bölümü doğrudan etkileyecek kapsamı kavuşturmuş bulunuyoruz.
Yıllardır çözüme kavuşmamış ulaşım, sosyal ve kültürel yaşam gibi temel kentleşme sorunlarını da çözmek için kararlılıkla bu planı uygulayacaklardır.
Bursamızın doğusundan batısına birçok farklı noktada kentsel dönüşüm projelerimizi hayata geçiriyoruz. Kentimizin beş farklı noktasında kurduğumuz ekiplerimiz, vatandaşlarımızla her türlü bilgilendirmeyi karşılıklı olarak yapıyor ve bürokratik işlemlerde onlara destek sağlıyor. Amaçımız, dönüşüm sürecini şeffaf bir şekilde yürütmek ve kimsenin aklında farklı bir düşünce olmadan bu süreci yönetmektir.
Bursa'nın geleceğini güvenle inşa edecek ve aynı zamanda daha yaşanabilir, daha dirençli bir kent de oluşturmuş olacağız. Demir yolu hattındaki kentsel dönüşüm, yaklaşık dokuz mahallemizi, on mahallemizi ilgilendiren 437 hektar ve 112.000 kişiyi kapsayan bir dönüşüm sürecini de başlatmış bulunuyoruz.
Osmangazi Belediyemiz ve mahalle muhtarlarımızı bilgilendirdik. Orada yer alan bir bölgemiz, dokuz mahalleyi ilgilendiriyor. Meslek odalarını da yine aynı şekilde kapsayacak bir protokol ile onları da sürece dahil edip bu süreci beraber sürdürmek istiyoruz.
Okul, hastane, yeşil alan, park, kültürel alan gibi alanlarda yine buralarda planlamış olacağız. Ayrıca bu çalışmayı İstanbul Caddesi'ndeki kentsel dönüşümle birlikte yine beraberce ilerletmiş olacağız. Ulaşım sorunlarını da ihmal etmiyoruz; yeni bir demir yolu hattı ile İzmir yolundaki yoğunluğu da azaltmış olacağız.
BURSA'YA İKİ YENİ BULVAR GELİYOR
Alternatif bir bulvar burada oluşmuş olacak. Kestel'den başlayıp Osmangazi ve Nilüfer'e kadar ulaşacak 29 km uzunluğundaki yeni Kuzey Bulvarı'nın yapılması bu anlamda son derece önemli. Buna yönelik değerlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca Ankara yolunun güneyinde devamlılığı olan Güney Bulvarı'nın oluşturulması çalışmalarına da devam ediyoruz. Kentimiz için geliştirdiğimiz bütüncül 2050 vizyonumuz doğrultusunda ulaşımda kesintisiz bir ulaşımı hedefliyoruz. Kentsel dönüşüm alanlarıyla uyumlu, kent içi trafiği rahatlatan ve ulaşımı daha konforlu hale getiren bir vizyon oluşturmuş olacağız.
Aynı şekilde Gaziakdemir'deki çalışmalarımızı devam ediyor fakat burada plan iptali olduğu için o planın tekrar revize edilmesi söz konusu oldu ve şu anda arkadaşlarımızın hazırlamış olduğu plan dahilinde Çevre ve şehircilik Bakanlığı'ndan onayları bekliyoruz ve akabinde hemen burada %73 civarında bir anlaşma sağlandı bu anlaşmayla birlikte buranın da inşasına dönüşümüne bir an önce başlamak istiyoruz.
Sıcak su kentsel dönüşüm projesi önemli; Bu alanda yapılan çalışma, Bursa'nın aslında bir termal turizm alanına ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Böyle değerlendirilmesi gereken bir alan TOKİ'ye devredildi ve bu alanda TOKİ inşaatlarını belli bir seviyeye kadar getirdi. Ancak burada bir sorun var. Bu sorunu gidermek için TOKİ'ye yazı yazdık çünkü belediye olarak burada vatandaşlarımızla bir anlaşma sağlanmış. Bu anlaşmaya göre de 26 konut ve sekiz dükkan taahhütünde bulunmuş Büyükşehir. Fakat TOKİ'ye devredilince, TOKİ burada yapılan yaklaşık 690 konut ve 92 dükkanın önemli bir kısmını devam ettiriyor. Ancak buradaki satışı nasıl yapacak? Aslında bizim isteğimiz TOKİ'den ve talebimizi de yapıyoruz. Buradaki alanların diğer kentsel dönüşüm yapılacak alanlarda bu dairelerin takas olarak kullanılmasını öneriyoruz.
Yani eser konutlar olursa yakın bölgelerdeki konutların tekrar orada hiç olmazsa takas yöntemiyle daha kısa sürede o bölgelerin dönüşümüne katkı sağlayacağı bir modeli öneriyoruz
Ancak en kötü ihtimalle şunu yapmalıdır: Belediyenin Büyükşehir Belediyesi'nin bu bölgede yapmış olduğu anlaşma istinaden 26 konut ve sekiz dükkanla ilgili bu taahhütü TOKİ'den almış değiliz, bunu bekliyoruz.
Eğer vatandaşların bu haklarını vermezse, Büyükşehir Belediyesi bunları kendi karşılamak durumunda kalacak; bu da doğru bir yaklaşım değil. Biz kent adına bir şey istiyoruz, kişiler adına değil. Kentteki kentsel dönüşüm anlamındaki bu uygulanacak projelerde destek olmasını bekliyoruz. TOKİ'nin esas sorumluluğu da aslında budur.
Üniversitenin wamtestesisleri dahil olmak üzere oranın tamamını turizm ve sıcak su bölgesi turizm alanı, buraları Kültürpark ile de birleştirerek oradaki kötü yapı stokunun da ortadan kaldırılması, farklı bir bölge ve turizme Bursalılar hizmet eden bir proje hazırlıklarına da başladık.
Yine Dikkaldırım'da bir projemiz var. Buradaki düşündüğümüz kentsel dönüşüm projesi yaklaşık 6000 kişiyi ilgilendiriyor. Bu bölgede özellikle hem yeni stadyumun olması hem de hastane inşaatının olması sebebiyle bir an önce bu dönüşümü sağlamak ve oradaki yolu açmak gibi bir sorumluluğumuz var.
İstanbul Caddesi'ne geldiğimizde tabii ki çalışma devam ediyor. Aslında bu çalışmaya baktığımızda yaklaşık 40.000 kişiyi ilgilendiren bir dönüşüm alanı, her iki yakasında da kent meydanından 11 Eylül Bulvarı'na kadar devam ediyor. Bursa kent girişinde bir tünel hissi yaşatacak bir plan yapılmış; biz bunu olumlu bulmadık. Buranın değişimi konusunda, Bursa'ya girerken insanların farklı bir kente girdiğini...
En azından Bursa'ya girerken farklı kodlarda, farklı yüksekliklerde bir yapının içerisinden geçerek Bursa'yı hissetmesini sağlamamız gerekiyor.
Merinos Altıparmak arasında bir kentsel dönüşüm projesi devam ediyor.
Gece özellikle orada insan görmek zor. Bundan 25-30 sene önce Altıparmak'tan dükkan tutmak meseleydi. Onun için oranın yeniden hareketli haline dönüşmesi bizim arzu ve isteklerimizden bir tanesi, Heykel Çarşı.
Esnafımız gece ona kadar açmak için hazırız demişti çünkü çarşıyı biz 1 saate kadar açarsak Altıparmak'ta yaşattığımız takdirde kent merkezinde hakikaten turistlerin de uğrak noktası olabilecek bir nokta oluşturduğumuzda işte o zaman biz Bursa'nın tadının bir başka olduğunu anlamaya başlayacağız.
1050 konutlarda kentsel dönüşüm devam ediyor. Orası ilginç bir şey var; dükkan yoktu hiç. Fakat ne oldu biliyor musunuz? Orası yıkıldı, 5400 konut ve 58.000 metre² de inşaat hakkı verildi. Yani yaklaşık üç katı. Biz dönüşüm diyoruz, biz rahatlatalım diyoruz, nefes alacakları yeşil alandan bahsediyoruz; ancak üç emsalli bir alana dönüşmüş durumda. Burası 2200 konutun olduğu yerde şu an 5400 konut yapılıyor. Bir de ticaret alanları var.
Buradaki konutlar için otopark konutları ortaya çıktı. Yeşil alanların tamamı hazineden satın alındı ve bu satın alma ile birlikte altları otopark olacak, üstleri de çocuk parkı ya da yeşil alan olarak düzenlenecek. Yer Büyükşehir Belediyesine ait, bunu da belirtmek istiyorum.
Hamitler bir başka kentsel dönüşüm projesi.
8000 kişiyi ilgilendiren bir proje. Bu çalışmayı arkadaşlarımız devam ettirecekler ve burada vatandaşlarımız yine takas olarak kullanılacak. Vatandaşlarımıza takas yöntemiyle daire verilerek yerleri alınmış olacak. Çünkü yöntem, bu parayla değil, daire ile takas yapıp vatandaşı ve karşıdakini koruyarak böyle bir dönüşümü öngörüyoruz.
Yiğitler, önemli bir aks. Bu kentsel dönüşüm alanını dört farklı etapta ele alıyoruz. Önceki dönemde iki olarak planlanmıştı; biz bunu dörde çıkarttık çünkü ilavesinin yapılması gerekiyor.
17 ilçemiz, eşit hizmet hakkına sahip. Aynı zamanda, birlikte konuşarak, tartışarak ve çözüm odaklı yaklaşımlarla orada hizmetlerimizi götürüyoruz; altyapıdan tutun, üst yapıya kadar.
Orhangazi Terminal ile ilgili son süreç yaklaşıyor. Burada önemli bir yere geldik. Yine, daha önce hazırlanmış bir proje ihale aşamasına doğru ilerliyoruz.
Gemlik'te kentsel dönüşüm çalışmalarımız, Karacabey'de Burkent üzerinden görüşmelerin devam ettiği süreçler yaşıyoruz. Mudanya'da aynı şekilde bir çalışma var.
"ŞEFFAF BİR YÖNETİM OLUŞTURDUK"
Borç durumumuzu kamuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Neticede şeffaf bir yönetim oluşturduk ve bunu söyleyerek zaten Bursalılar bizi bu göreve getirdiler. Onun için her şeyi paylaşacağız. Yanlışımız varsa yanlışımızdan döneceğiz, ama doğru bildiğimizde savunmaya ve arkasında durmaya da devam edeceğiz.
"BURSALILAR İÇİN 24 SAAT UYUYAMAYANLAR OLDU"
Karla mücadele eden çalışanlara tek tek teşekkür ediyorum. Bursalılar için 24 saat uyuyamayanlar oldu. Böyle bir süreçte önemli bir hizmeti yerine getirmiş olduk.
"ŞU ANDA 116 GÜNLÜK SUYUMUZ VAR"
Kar yağmasına ben çok sevindim. Şu anda 116 günlük suyumuz var.
İnşallah hava şartları böyle giderse su sorununu konuşmuyor olacağız.
Sadece biz su kayıplarından bahsediyoruz. İnegöl'de mesela %55 su kaybı var. Diğer tarafa baktığımızda Bursa barajlarımızda buharlaşmadan kaynaklı inanılmaz kayıplarımız var. Bunlar için farklı projeleri hayata geçirmek üzere projelerimiz var. Eğer DSİ ile bir problem çıkmazsa, o yüzeyde hem enerji elde edelim hem de buharlaşmayı engelleyelim diye hem Nilüfer hem Doğancı Barajları için bir projemiz var.
Ramazan geliyor. Hem 17 ilçede iftar programlarımız olacak, yaklaşık 200.000 kişiye sıcak yemekle buluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca belirlenen yerlerde her gün iftariyelik olarak 15 yer belirledik, istasyonların olduğu yerlerde dağıtacağız. Yaklaşık günlük altı 7.000 civarında iftariyelik dağıtmayı planlıyoruz. Yine camilerimizde de vatandaşlarımıza tatlı ikramında bulunarak Ramazan'ın en iyi şekilde geçmesini temenni ediyoruz.
Ramazan'da vatandaşlarımıza desteklerimiz devam ediyor 2 Mart'a kadar başvuruları alıyoruz hak edenlerin ödemeleri hemen yapılacak.
"BURSA, KAÇAK YAPILAR CENNETİ OLMAYACAK"
Bursa'nın değerinin halen farkında değiliz. Bursa'nın değerinin önce Bursalılar tarafından bilinmesi lazım. Eğer biz bunu Bursalılar'a anlatamazsak, Bursa'da turizmin geleceğini sürdürmemiz mümkün değil; turistlere de buraya çekemeyiz. Önce biz sahip çıkacağız, önce çevremizi temiz tutacağız. Kaçak yapılar cenneti olmayacak. Bursa, turist geldiği zaman her şeye bakıyor."
Ben Bursa'yı dağ yöresine çıktığımda hep gri görüyorum. Bari çatılar kırmızı olsaydı. Ben hep gri görüyorum. Böyle bir Bursa'ya turist gelir mi, bir daha önerir mi bizi? Önermez.
Bursa'nın aslında kültürel değerleri inanılmaz 8500 yıllık bir tarihimiz yatıyor.
Aktopraklık bölgesinde iki bina yapıldı; o binalar duruyor. Şimdi onları yaşama geçirmeye çalışıyoruz. Bir proje hayata geçirdiği arkadaşlarımıza inanıyorum ki, iki yıl içerisinde orası dünyada tanınır bir hale gelecek.
Burası önemli bir kültürel varlık. Ben gözlerimle gördüğüm için söylüyorum; o midye kabukları, demek ki zamanında Marmara Denizi oraya kadar geliyormuş. Bunun bir hikayesi var.
Bursa hakikaten kıymetli bir yer. Diğer tarafta Kızıklar bölgesi var; o bölgeleri biz maalesef kaybetmişiz.
Turizm bu değil ki, arkadaşlar. Turist neden gelir? Yerel özelliğiniz gelir.
Cumalıkızık'taki restorana turist gelip ne yapacak? Ama siz oranın yerel lezzetlerini, görsel anlamda yapıları koruyarak getirip orada Çin mallarını tezgahta satmak değil, bunları değiştireceğiz. Bunlar olmayacak, olmamalı. Turist gelmesini istiyorsak, yerel özelliğine gelecek.
Onun için bu kültürel sürdürülebilirlik çalıştığını çok önemsedik; iki gün devam edecek.
Bursa, samimiyetle söylüyorum, değerleri açısından tarihi kimlik olarak baktığımızda İstanbul'dan daha iyi. İznik var, bugün İznik ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Papa'nın gelme ihtimali var, mayısta hazırlıklarımız yoğun biçimde devam ediyor. Ağırlama yerlerinin tamamını Büyükşehir olarak biz yapıyoruz, hazırlıklarımız tamamlandı.
Merinos Stadı'nda şimdi düzenlemeler yapıyoruz; orası amatör spora hizmet eden bir alan haline gelecek.
Genç dostu bir kent olma yolunda kararlılıkla ilerliyoruz.
2027 Dünya bıçak başkenti Bursa olması onaylandı çalışmalarımız devam ediyor. Bursa bıçakçılıkta çok daha öndedir. Bursa bıçağının ünü son yıllarda kaybetmiş durumda.
Marmara Belediyeler Birliği'nin 50. yılı için kutlaması Bursa'da gerçekleştirdik.
50 yıldır Marmara denizi için birlikte programını Bursa'da yaptık orada açıkladık.
Marmara Denizli'nin müsilajında hepimizin sorumluluğu var. Burada 4- 5 metre denizin altında zaten müsilaj var
Müsilaj 2021'de oldu geçen sene pek görülmedi ama bu sene tekrar görüldü. Bilim insanları Nisan ayında 2021'den daha fazla olma ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu söylüyor.
Kimse farkına varmamış, 2021'de ben ölüyorum. Ya bana sahip çıkın ya da içerdeki canlıların tam olarak yok olacağı mesajı verdi. Dört sene geçmiş, bu mesajı aldık mı biz? 22 maddenin kağıt üzerinde 19'unun yapıldığı varsayılıyor. Üç madde önemli burada: Arıtma tesislerinin tamamen yapılması, ileri biyolojik arıtma tesisleri de yetmiyor, kimyasal ürünlerin arıtılması mümkün olmayabiliyor.
Yedi arıtma tesisi yapılması lazım, maliyet 7,5 milyar TL civarında. Bu konuda hükümetin faizsiz kredi olanağını tüm belediyeler için oluşturması gereklidir. Marmara'daki tüm belediyeler için sadece Bursa değil.
Marmara Denizi'nin kurtuluşu, kimyasal arıtma tesisleri yapıp Marmaray'ı kurtarmakla mümkündür; aksi takdirde, Marmara'da şu an birçok çeşit balığın yok olduğu gibi her yıl biz balık çeşitlerinden bir kısmını da kaybetmeye devam edeceğiz, bu kesindir.
Ulaşımla ilgili çalışmalarımız devam ediyor; bazı noktalarda ihale aşamasına geldik.
Geçit Köprüsü'nün ihalesini yaptık, başlıyoruz. İyileştirmeler devam ediyor; bu çalışmaları bilim insanlarının bize önerdikleri şekilde yapıyoruz.
Soğuksu'dan gelen yolla ilgili bir çalışma yaptık. Onun sonuçlarını geceleri bir çalışma yaparak değerlendireceğiz. Orayı böleceğiz, birkaç gün sıkıntı çekeceğiz ama daha iyi bir kullanıma dönüştüğünü hep beraber görmüş olacağız.
Özellikle gençlerimize seslenmek istiyorum; her gittiğimiz ilçede bizden B Kafe'de istiyorlar.
YILDIRIM'A HALK LOKANTASI MÜJDESİ
Bunları çoğaltıyor, yakın zaman içerisinde Yıldırım'da da bir halk lokantası açıyoruz. (Bursa Hakimiyet)