EĞER BÜYÜMEZSSENİZ ÖLÜRSÜNÜZ.          

Yapmakta olduğumuz şeyleri yapmaya devam edersek sadece sahip olduğumuz şeyleri elde etmeye devam ederiz. Artık yeni yollar bulmaya ihtiyacımız var. Sahip olduğumuz akıl dosyalarına yenilerini eklemek yeni dosyalar, yeni düşünme sistemleri, yeni davranış şekilleri ve elbette yeni sonuçlar demektir. Öğrenmeye ve büyümeye devam etmek işte bu nedenle şarttır.

Hepimiz dünyada hiçbir şeyin durağan olmadığı konusunda hem fikirizdir. Yaşayan her şey sürekli değişim halindedir. Herhangi bir bitkiye bakın; bitki artık büyümüyorsa, mutlaka ölüyordur. Bu ilke, diğer bütün canlılar için olduğu kadar insanlar içinde geçerlidir. Eğer büyümezsek ölürüz.

Başlıkta yazdığımız büyüme kelimesini öğrenme olarakta okuyabilirsiniz. Eğer sürekli olarak öğrenemiyorsanız geride kalırsınız ve geride kalırsanız da ölürsünüz. Cehaleti aklınızdan geçirdiğinizde hiçbir öğrenimin pahalı olmadığını anlarsınız. Öğrenimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız birde cehaleti deneyin. Başarılı insanlara güç ve hareket etme yeteneği sağlayan yegâne güç bilgidir ve bilgi güçtür sözünü çok iyi öğrenmişlerdir.

Şirketlerimizdeki en büyük sorunlarımızdan bir tanesi bilgi eksikliğimizdir. Yeterli derecede bilgimiz ve tecrübemiz olmadığı için yerimizde sayarız, büyüyemeyiz ve sürekli aynı şeyleri yaparız. Bana sorarsanız aptallığın bir tarifi de sürekli aynı hareketi yaparak değişik sonuçlar beklemektir.

Büyümemizin önündeki en büyük diğer engelde korkularımızdır. Aklımız tarihteki en büyük pembe dizi senaristlerinden biridir. Aklımız genellikle hiçbir zaman gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek felaketler ve dramlarla dolu hikayeler yazar ve sonuç olarak hayatımızda çoğu zaman hiç gerçekleşmemiş binlerce sorunumuz olur. Bizi bu kaygılardan kurtaracak önemli güç bilgidir.

Bilgi deyince aklınıza hemen okuduğunuz okullar gelmesin. Aslında bilgi kişilik ve akıl olarak kim olduğunuzla bağlantılıdır. Yani kendinizi geliştirmektir. Asıl mesele kendinizi başarılı bir insan haline getirmektir. Çünkü şirketlerimiz, ailemiz, yöneticisi olduğumuz her şey sadece bizim iç dünyamızın yansımasıdır.biz köküz, vardığımız sonuçta meyvalarımız.

Büyümemizin önündeki engellerden bilgi eksikliğimizi ve korkularımızı sıraladık. Son olarak söyleyeceğimiz en önemli şey enerjimiz. Yani hayata bakış açımız inançlarımız veya yaşama sevincimiz. İnsanlardaki enerji bulaşıcıdır. Olumluysa olumlu, olumsuzsa olumsuz bulaşır. İnsanları ya etkilersiniz ya da onlara hastalık bulaştırışınız. Bu nun terside geçerlidir. İnsanlar ya sizi etkiler ya da size hastalık bulaştırırlar. Şimdi soralım; ağır kızamık geçirdiğini bildiğimiz birisine sarılır mıyız, insanların çoğu asla sarılmak istemem cevabını verir. Bence olumsuz düşünmek aklın kızamık olması demektir. Kızarmak yerine morarırız, kaşınmak yerine tepeleniriz, döküntü yerine çöküntüye uğrarız.

Kendi yaydığımız olumsuz enerji diğer insanların enerjisinide emip alır. Hayat aynadır, aynada ne görüyorsanız o sizsinizdir.ve şirketlerimiz, yöneticisi olduğumuz her yer bizim aynamızdır.

Sonuç olarak;

Büyümeyi teknik detaylardan uzak tamamen kişiliğimize odaklı ele almaya çalıştık.

Büyümemizin önündeki en büyük engeller, bilgi eksikliğimiz, korkularımız ve hayata bakış açımız yani hayat enerjimiz. Bir bitki için, toprak, güneş ve su nasıl olmazsa bizim için de bunlar olmaz şeyler.biz kendimizi sağlam akıllı ve başarılı bir insan haline getirirsek başarılı oluruz.

Ve nereye gidersek gidelim, kendimizde beraberimizde götürürüz…