GERÇEK GÜNDEM YOKSULLUK VE EŞİTSİZLİK


Dünyanın ve ülkemizin bu günlerde gerçek gündemi yoksulluk. Geçen hafta Oxfom Internatıonal’ın eşitsizlik virüsü başlığı altında şu anda geldiğimiz noktayı bize özetler nitelikte olan ve gelir eşitsizliğinin dünyada hangi boyutlara ulaştığını gösteren çok çarpıcı bir rapor yayınlandı.

Dünyanın en zengin 1000 kişisi ile dünyanın geri kalanı pandemiden inanılmaz ve son derece farklı şekillerde etkilendi. Küresel ölçekteki en zengin 1000 kişi Covıd-19 kayıplarını geçtiğimiz ay itibariyle tamamen ortadan kaldırmış durumda. İlk 10 olarak adlandırılan, içinde 9 ABD’li 1 Fransız bulunan çoğumuzun tanımış olduğu isimler pandemide servetlerine 450 milyar dolar daha ekledi. Dünyanın geri kalanı için servetlerini pandemi öncesi döneme taşıyabilmeleri için on yıllarca süreye ve normalin 14 katı kadar zamana ihtiyacı olduğu da rapora eklenmiş.

Her ülkeler bu dönemden farklı farklı etkilenseler de 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı bir başka deyişle Büyük Burhan’dan beri böyle eşi benzeri olmayan bir yoksulluk yaşanmamış ve raporlara eklenmemişti.

 540 milyar dolar dediğimiz rakamla bütün dünyanın bir doz aşı olabileceği açıklanmış ve 2030 yılı tahminleri raporda kara bir tablo olarak sunulmuş. İstatiksel olarak gelir eşitsizliği bu şekilde ilerlediği takdirde 2030 yılına kadar dünya genelinde yoksulluğun çok artması ve 500 milyon kişiden fazlasının günlük 5,50 dolardan daha az bir parayla geçimini sağlaması bekleniyor.  Pandeminin etkilerinin nerede son bulacağını kestiremediklerini ve 10 yıllık bir öngörü yaptıklarını raporlarında belirterek gelecek olan sıkıntıları önceden haber verirmişçesine raporlarında bildirdiklerini görüyoruz.

PİYASALARI SARSAN GAMESTOP OLAYININ PERDE ARKASI

Dünyanın gündeminden önemli bir diğer konusundan bahsedersek piyasaları sarsan Gamestop olayı... Gamestop adlı bir şirkete ait hisse senetleri Ocağın hemen ortalarında 19,94 dolar civarındayken 345 dolar seviyelerine ulaştı. Bu inanılmaz yükselişi ve ardından yatan nedenleri özetleyecek olursak; Gamestop oyun konsolu vb. ürünleri satan bir bilgisayar şirketi. Klasik anlamda eski teknolojisi eski iş modelleri olan düz bir şirket. Hikayesi Citron adında bir Hedge Fon’un(Serbest Yatırım Fonu) Gamestop’un hisselerini alarak bunları açığa satmak için yatırım yapmasıyla başlıyor. İleride fiyatların düşeceği beklentisiyle bugünden ödünç olarak bu şirketin hisselerini satıyor. Dolayısıyla bu şirketin hisselerini trade ederken yani ticarete konu ederken raporlarında yayınlıyor. İlerde büyüyerek iş modellerini geliştirip yeni şirketler açacağını raporunda belirtiyor. Buradaki amaç; daha ucuza koymayı taahhüt ettiği hisse senetleri fiyatlarının yükselişinden satış yoluyla kar elde etmek. Yani bu açığa satış konusu yasal olarak yapılıyor. Fakat hiç beklenmedik bir şekilde ABD’lilerin çok kullanmış oldukları bir internet ağı olan Reddit’ten, chat odalarından kurumsal yatırımcıların hakim olduğu ve büyük bölümünü gençlerin oluşturduğu bir grup yaklaşık 3 milyon kişi ellerindeki varlıklar küçükte olsa birleşerek bu Hedge Fonun açığa satışına karşı pozisyon alıyorlar ve bu şirketi zor durumda bırakıyorlar. Tabiri caizse bu Hedge Fon piyasadan dayak yiyor. Açıklanan Oxfom Raporu’nun hemen ardından Finansal şirketlerin finansal kuruluşların böyle kolay para kazanmaları karşısında bir isyan hareketinin başladığını görüyoruz. İlerdeki günlerde Reddit’le oluşan ve dünyada ilk defa olan bu örgütlenme hareketinin Beyaz Saray’a kadar ulaşması ve açığa satış konusunun yasaklanıp yasaklanmayacağı iddiaları mevcut. Küresel piyasalarla ilgili artık alışılmışın dışına çıkılacağı bazı şeylerin eskisi gibi kolay olmayacağı açık gözüküyor.

TÜRKİYE’DE ENFLASYON…

Ülkemizdeki ekonomi gündemine geçersek eğer; İlk olarak Ocak ayı enflasyon rakamları açıklandı. Aylık 1,68 Yıllık 14,97 olarak açıklanan enflasyon rakamları piyasa beklentilerinin üzerinde açıklandı. Ocak-Şubat-Mart aylarının geçen yıl ki baz etkisinden dolayı yüksek çıkacağı hep öngörülüyordu. Yıllık 14,97’yi baz aldığımızda Sağlık alanında 16,89 artış yaşanmış. Hepimizi yakından ilgilendiren temel ürünler gıda ve alkolsüz içecekler grubu yüzde 18,11, ulaştırma 21,43 ve ev eşyası grubu 23,25 artarak enflasyon çok çok üzerlerinde artışlar meydana gelmiş. Bu oranların baz etkisi ve diğer önemli gelişmelerle etkisi olduğu çok açık. Önce geçici olarak konulan ardından hayatımızda kalıcı olarak kalan Özel İletişim Vergisi’nin zammı. Hepimizin çoğunun hafta sonu evde olduğu bir zamanda, pandemi nedeniyle öğrencilerin ve üniversitelerin uzaktan eğitim aldığı bir dönemde bu internet zammının mantıklı bir açıklaması yok. İstanbul trağinin yükünü alabilecek çok önemli bir proje olan Avrasya Tüneli’ne yapılan zam… Bu zamların en önemli sebebi; bütçe dengesi için yapılan zamlarda Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi yönünden devletin vergi toplayamadığını göz önünde bulundursak ÖTV,KDV gibi daha kolay toplanabilen dolaylı vergilerle Bütçe açığı kapanmaya çalışılıyor. Burada Para Politikası ise bu zamlardan sonra ekonomi yönetimine açık bir mektup yazarak belirlenen bu politikaların enflasyon hedeflerine uygun olması gerektiğini 7,4 olarak enflasyon hedeflediğini sıkı para politikası uygulayarak politika faizlerini yükselttiğini beyan ediyor. Tezatlık ve terslik de burada başlıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın pandemi nedeniyle işletmelerden toplayamadığı vergileri kolay yoldan toplamak için uyguladığı bu politika Merkez Bankası’nın enflasyon politikasıyla çelişiyor.

DOLAR KURUNDA DÜŞÜŞ KALICI OLUR MU ? 

Ülkemizdeki farklı durumlardan birisi de Dolar… Dünyanın önde gelen para birimleri karşısında yükseliyor. Dolar endeksi seviyesi 92 seviyesinin eşiğine geldi. Son 2 haftalık değer artışı %20’ye yakın ve sadece TL karşısında değer kaybediyor. Döviz rezervlerinden baktığımızda sadece 1 milyar doların çözüldüğünü, vatandaşın dövizde kalmaya devam ettiğini, fakat bu düşüşün aşağıya doğru devam ettiğini görüyoruz. Yurtiçi yerleşkelerin bu fiyatların kalıcı olduğuna inanmadığı ortaya çıkıyor. Yüksek tutarlarda döviz satışlarının olduğunu ve Merkez Bankası’nın politika faizinin %17 olmasından dolayı dışarıdan yabancı yatırımcının gelmesi bu durumu ortaya çıkarıyor. Şu anda 6,80 bantları konuşulsa da temennimiz bu bantların kalıcı olmasından yana. Ancak yüksek faizlerden dolayı ülkemize gelen yatırımcıların gelme niyetleri de çok önemli. Belli başlı kişi ve kuruluşların buradaki faiz pastasından büyük dilim koparmak istedikleri bilinen gerçeklerden.

SÜPER BONO SÖYLENTİLERİ …

Bu konuların dışında en tehlikeli söylenti ve iddia Süper Bono söylentilerinin ayyuka çıkması. Bu yatırım aracı ve kavram tekrar kurtuluş reçetesi olarak sunulmaya başladı ki Süper bonoyu isteyen bir grup 1994 Çiller dönemi ve 2001 krizinden hatırladığımız ,%194 faizle 98 günlük süper bono ihalesine rekor talep gelmiş bankalar süper bonoya bileşik %150’lerde satacağını duyurmuş, yerli ve yabancı yatırımcılar bankalara hücum etmişti. Tabi bu adı süper olan yatırım aracı parası olan yatırımcıya süper olsa da vatandaş ve hazine için krizin tükenmişliğin ilanı olur.2001 krizinde ellerinde bono kalmayan bazı bankalar mevduatların dışarı çıkmasını engellemek için 3 aylık faizlerini %130’lara çıkarmıştı. İşte geçmişte yaşadığımız bu acı tecrübelerin yeniden yaşanmaması için Ekonomi yönetiminin bunları göz önünde bulundurarak bu tip söylentileri dikkate almaması gerekir. Kalıcı ve yapıcı çözümlere aşırı ihtiyacımız olan bu günlerimizde reformları sözden çıkararak eyleme dönüştürmemiz gerektiği sonucu tekrar ortaya çıkıyor.

Bu kadar olumsuzluklara rağmen çalışarak üreterek her türlü zorluğun üstesinden geleceğimiz huzurun ve toplumsal refahın kalıcı olacağı günlerin hayaliyle..

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle..