KARANT-İNZİVA

Malum durum, malum salgın hastalık, ne adını anmak ne de ondan bahsetmek istemiyorum. Ben farklı bir açıdan bakmak, onun bizlere sağladığı bizlerinde görmesi gereken iyiliklerden bahsetmek istiyorum. Belki farkında değiliz ama hepimiz çok yorgunuz. İnsanlık olarak da yaşadığımız dünya olarak da çok yorgunuz. Günlük hayatımızda o kadar çok olumsuzluklarla mücadele ediyoruz ki; kimi zaman kızıyor, üzülüyor ve rahatsız olduğumuz birçok konu ile uğraşmak ve yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Bazen öyle durumlar ile karşılaşıyoruz ki ruhumuz çekiliyor.  Sanki birisi veya birileri kalbimizi elleri ile tutuyor ve sıkıyormuş gibi içimiz daralıyor ama yine de o günü yaşamak zorunda olduğumuz için yaşıyor ve hayatımızı devam ettirmek adına gözlerimizi kapatıp işimize ve nefes almaya devam ediyoruz. 

Şimdi bu malum sebebi biz bahane olarak kabul edip bir zorlama gibi değil, bir zihin ve beden tatilini diye değerlendirip huzur ve sessizlik İnzivasına alalım kendimizi ve ailemizi. Bir mola verelim hayata, adına da karantina gibi kasvetli ve hoş olmayan durumları hatırlatan kelimeyi kullanmayalım. Bizim evimizde geçireceğimiz zamanın ismi KARANT-İNZİVA olsun. Biz bu süreçte kendimizle kalalım, ailemizle kalalım, kendimiz olmayı öğrenelim. Hayatın temposundan, fırsat bulamadığımız gerçekten, bilmediğimiz beceremediğimiz, sevdiklerimizle ailemizle olmayı öğrenelim. En rahatsız edici, bize acı veren düşüncelerden kendimizi ve zihnimizi arındıralım. Gönül dergahımıza çekilerek ama yalnız değil ailemizle beraber inziva mantığında iç huzurumuzu aile ve çevremizde bulunan yakın dostlarımızla olan iletişimimizi gözden geçirerek iyi yönlerini değerlendirelim. İnziva ayrıca şifacılar tarafından da sıklıkla uygulanan bir durumdu. İnsanın kendini beden olarak değil, zihin olarakta izole etmesi bedenine ve düşünceleri üzerinde zihinsel hakimiyet kurması, bizlerin bütünümüz ile şifa bulmamızı sağlar. Birçok hastalık esneme gibidir görür etkilenir ve kendi üzerine çekersin fakat bedenin üzerinde zihinsel bir hakimiyete sahip isen durum seni etkilemez yani esnemezsin. 

Ailemiz ile başlayacağımız KARANT-İNZİVA’da yapılacak o kadar güzel şeyler var ki öncelikle onların şöyle doyasıya gözlerine bakın ‘’Gerek yok her sözü laf ile beyana, bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.’’ Ruhlarının derinliklerine inerek; ben, biz buradayız. Birlikteyiz deyin. Sevginizi gösterin. Sevginizi hissettirin. Her gün için planlar yapın, tüm ailenin katılım sağlayacağı oyunlar organize edin. Birlikte yemek yapın, kitap okuma, film izleme, ders çalışma, saatleri belirleyin. Yatma-kalkma saatlerine kadar tüm günlerinizi planlayın ve mutlaka programa uymaya çalışın. Birlikteliğin beraber olmanın tadını doyasıya çıkartın. Çünkü her şey normale döndüğünde tekrar aranacak dakikalar bunlar.  Geceleri gece, gündüzleri de gündüz gibi yaşayın. Zamanın kaliteli olarak geçmesi için buna özen gösterin. Tüm bu olanların fazla uzun süreceğini zannetmiyorum. İnanın tüm bu olumsuzluklardan harika anılarımız ve daha kuvvetli aile bağlarımız olacak. Birlikte geçirilen zamanlar, konuşulacak uzun bir zaman,  nasıl kenetlendiğimiz, bir olduğumuzu anlatacağız,  anlatacaklar yıllarca tarih kitapları bahsedecek yaşadıklarımızı. Ama ben istiyorum ki; o kitaplarda sadece acılar olmasın. Gelecek nesiller bilsin ve anlatsın ki atalarımız en zor günlerinde aile bireyleri ve toplum olarak bir bütün olmayı başardı. Belki her istedikleri olmadı ama Mevlana’nın dediği gibi “Varsın olmasın hayatta her istediğimiz biz olana Elhamdülillah olmayana da Eyvallah demesini biliriz” atalarımızda Elhamdülillah ve Eyvallah demesini bildi örnek olsun gelecek nesillere yaşanılanlar ve yaşayanlar.