Artık hepimizin bildiği gibi Covid-19’un ana hedef organı akciğerler. Pek çok ölüm de solunum yetmezliği sebebi ile gerçekleşiyor. Ancak akciğerlerdeki hasarı ölüme sebebiyet verecek kadar ağır olmayan bazı hastaların da aniden veya süreç içinde kaybedildiğini görüyoruz. Virüsü tecrübe ettikçe kalbi, beyni, üreme organlarını, böbrekleri, barsakları, idrar kesesini hedef organ olarak belirleyebildiğini görüyoruz. Peki akciğer hasarı sonucu ölmeyen hastalardaki organ hasarları nasıl seyrediyor? Özellikle erkek çocukları üzerindeki etkilerinin çok iyi araştırılıp anlaşılması gerekiyor. Açalım...
Akciğerler ile ilgili konuşalım önce. Virüse karşı bağışıklık sistemimizin hedef seçmeden saldırması sonucu akciğer hasarımız ortaya çıktığını biliyoruz. Bağışıklık sistemimizin aşırı çalışması bu hasarı büyütebilir. Bu yüzden bağışıklık sistemimizi çok çalıştırmak için çaba sarf etmek (ilaç, bitkisel çaylar vs.) yarar yerine zarar verebilir. Bu tedavilerde kanıtlı yol almak gerekir. Tedaviye erken başlamakla virüsün alt solunum yollarına girmesi önleniyor ve hastalığın ilerlemesinin önüne geçilebiliyor. Biz Bilim Kurulumuzun önerisi ve Sağlık Bakanlığımızın talimatıyla bu tedavi yöntemini uyguluyoruz. İyi sonuçlar da alıyoruz.
Kalp üzerine konuşacak olursak miyokardit (kalp kası iltihabı), buna bağlı ritim problemler görülebiliyor. Bu durum ani kalp durmasıyla sonuçlanabiliyor. Kalp hasarında kanda kardiyak troponin yükselir. Vefat eden hastalarda bu değerin ölüm gerçekleşene dek yükseldiği tespit edilmiş. Ayrıca virüsün direk olarak kalbe girebileceği olasıdır. Kalp krizi riskinin de belirgin arttığından şüphelenilmektedir. Akciğer tutulumunun dışında kalp tutulumundan dolayı hastaları kaybedebileceğimiz kayıtlara geçmiş durumda.
Beyindeki etkilerinin direk virüsün girişi ile veya beyine girmeden olabileceğinden bahsediliyor. Havale geçirme, halüsinasyon görme, denge bozuklukları, inme, kas güçsüzlükleri korona virüs hastalarında görülen belirtiler. Koku almadaki bozukluğunun koku alma sinirinin virüs tarafından saldırıya uğraması sonucu ortaya çıkması kuvvetli ihtimal. İnme vakalarının dışında beyin tutulumunun ölümle ilişkisi şimdilik tespit edilmemiş.
Covid-19’un böbrekler üzerini ciddi hasara yol açtığı biliniyor. Direk virüs etkisi beraberinde başka mekanizmalarla da böbrek hasarı artmakta. Yoğun bakıma yatan hastaların %14-30’unda böbrek yetmezliği görülmüş. Ancak bizim vakaların sayısının daha az olduğunu düşünüyorum. Çünkü yoğun bakım öncesi ve yoğun bakımda tedavide çok başarılıyız.
Gözler üzerinde konjonktivit dışında etkisi şimdilik yok. Çoklu organ yetmeziği yoksa karaciğeri hafif düzeyde etkiliyor. Digger organlara etkisi de sınırlı olduğundan bahsediliyor.
Otopsilerde çıkan bazı sonuçlara göre testislerde virüs etkileri görülmüş. Kısırlığa yol açabilecek kadar ciddi olan bu etkilerin otopsi yapılan insanların tümünde görülmesi düşündürücü. Hayati tehlikenin solunum sistemi etkilenmesi ile olduğunu biliyoruz. Özellikle gençlerde bu etki zayıf olunca aktif Covid-19 enfeksiyonunun diğer organlara daha fazla zarar vermesi söz konusu olabilir. Üreme organları bunlardan. Kısırlığa yol açabilecek etkilerin çok tehlikeli olabileceğini sizler de düşünebilirsiniz. Hastalığa yakalanan gençlerin ve çocukların kısırlıkla yüzleşmesi işten bile değil. Özellikle vurgulamak gerekir ki korona virüsün kısırlığa yol açması, halk arasında tamiri mümkün olmayan tahribatlara yol açar. Toplumsal etkileri çok daha derin olur. Bu yöndeki araştırmaların daha ciddi ve kapsamlı yapılması gerekiyor. Eğer kanıtlanırsa bu sefer çocuklarımızı salgından korumak daha önemli hale gelecek.
Umarım faydalı olmuştur.
Her yeni bilgide tedbirlerin önemini kat kat arttığını farkediyorum.
Sağlıcakla kalın.