Son günlerde ülkemizde birinci dalganın ikinci zirvesini Çin’de ikinci dalga endişesi başladı. İkinci dalga olmasının sebebi bulaştırıcılığı ve öldürücülüğü daha yüksek olan Avrupa korona virüsü olması. Çin virüsün mutasyonsun hali ile salgını geçiştirmişti. Daha öldürücü ve bulaşıcı bu mutasyon ürünününü daha ciddiye aldılar. Üstelik bu sefer zenginlerin şehri Pekin’de. Sert tedbirler alınıyor, şimdilerde yaklaşık 4-5 milyon kişi karantinada.
Yeni vaka sayıları Brezilya(24.358 yeni vaka, 748 ölüm) ve Rusya’da(7.600 yeni vaka, 95 ölüm) hızla artıyor. ABD(31.496 yeni vaka, 748 ölüm) halen zirvede olan ülkelerden. Hindistan yüksek saylarla(13.540 yeni vaka, 312 ölüm) sıralamaya girerken İngiltere(958 yani vaka, 15 ölüm) salgını hafifletmiş gibi görünüyor. İspanya(232 yeni vaka, ölüm 1)ve İtalya(221 yeni vaka, 23 ölüm) ile yayılımı sınırlandırmış görünüyor. Fakat Almanya(544 yeni vaka, 7 ölüm) sayıları ile ikinci zirveden dönüş yaptı. durumunda. Fransa(373 yeni vaka, 23 ölüm) Avrupa’da kötü günleri geride bırakanlardan. Meksika, Pakistan ve Suudi Arabistan’da 5.000 civarında yeni vaka varken ölümlerin sırasıyla 1044, 89, 40 farklı olması, ülkelerin sağlık altyapısı ile açıklanabilir. Toplam ölüm sayısında Belçika, Hollanda ve İsveç gibi ülkeler nüfuslarına oranla liderler. Bu ülkeler sürü bağışıklığı modelini uygulayıp yaşlıların ölmesi ile hemen hemen hiç ilgilenmediler. Üstelik son zamanlarda yeni sayı bildiriminde imtina etmekteler.
Ülkemizde tedbirlerin gevşetilmesiyle artan vaka sayıları hastaneye yatışlarda da kendini hissettiriyor. Özellikle bazı illerimizde kapatılan servisler tekrar açılıyor, yoğun bakım yatakları tekrar doluyor. Ölüm sayılarına sirayet etmemiş gibi görünse de aslında düşmesi gereken sayının düşmemesi yükselme olarak tanımlanabilir.
Daha küçük ve nüfusu az olan ülkelerde salgın nispeten selim seyrediyor. Tabi sürü bağışıklığı demeyip önlemini alanlarda. Ancak sağlık sistemi oturmamış olanlarda bildirim sorunlarını da göz ardı etmemek gerekir. Testleri bile doğru düzgün yapamayan ülkeler bulunmakta.
Büyük şehirlere sahip ülkelerde yoğunlaşan insan sayısı bulaşmayı ve ölüm olaylarını artırıyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi yaşlılar vefat edenlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Rusya’da ölümlerin yüzdesinin az olması da enfekte olan hastaların yaş ortalamasının düşük(46) olmasıyla açıklanabilir. Özellikle Almanya ve Ülkemizdeki artışların üzerinde durmak gerekir. Ulusal ve yerel kısıtlamaların gevşetildiğinde kişisel tedbirlere uymamak artışın temel sebebi. Bu yüzden pek çok ilimizde maske kullanma zorunluluğu getirildi. Aslında salgın sürecinde maske kullanmak etrafımızdaki insanlara duyduğumuz saygının göstergesi. Çünkü basit cerrahi maske kullanımı daha çok bulaştırmamakta etkili. Korunmak için daha komplike maskeler kullanılmalı. Bu maskeleri de iki saatten uzun kullanmak zor. Çünkü bir müddet sonra bu maskelerle nefes alıp vermek zorlaşıyor.
Her gün yeni tecrübelerimiz oluyor. Mesela İngiltere kortizonun hastalık tedavisinde başarılı olduğunu açıklamış. Biz sürecin başından beri bu ilacı kullanıyoruz zaten. Kinin hakkında spekülasyonlar almış başını gitmişken biz ev tedavilerine bile öneriyoruz. Gelişmiş ülkeler ancak yoğun bakımda kullanabiliyor kinini.bu ülkeler Favipiravir adlı ilacı elde etmede zorlanırken biz üretmeye başlıyoruz.
Kısacası hastalığı yönetme sürecinde çok başarılıyız. Ancak %100 tedavisi yok maalesef bu hastalığın. Yine de kayıplarımız oluyor. Peki salgını yönetmede başarılı mıyız? Bunun cevabı toplumsal davranış şekillerimizden geçiyor. Bireysel önlemlerimizi almaktan geçiyor. Eğer bireysel önlemlerimizi iyi alırsak toplumsal kısıtlamalara gerek kalmayacak. Aksi taktirde sokağa çıkma yasakları, ekonomik sorunlar, gıda krizi kapımızda…
Aldığımız tedbirler kadar güçlü ve güvendeyiz..