1-Virüs ilk nerede, hangi tarihte, nasıl ortaya çıktı ?
İnsanlara ilk bulaşmanın Aralık 2019 ortalarında Çin’de çıktığını kabul ediyoruz. Çin’in ve Dünya Sağlık Örgütünün resmi açıklaması bu. Bazı kaynaklar Ekim 2019 diye tarih veriyorlar. Dünyaya yayılımında bu ayda düzenlenen ve hemen tüm ülkelerin katıldığı askeri etkinlikten olduğu iddiaları var. Çin’de eylül ayından itibaren sebebi açıklanmamış zatürre vakaları ve bu hastalardan ölenler var. Bu virüsün yakın akrabaları Wuhan’a 1600 km uzaklıktaki mağaralardaki atnalı yarasalarında var. Çalışma yapılacağı zaman buradan izole etmeye çalışılıyor. Wuhan viroloji enstitüsü uzun yıllardır bu virüsle ilgili çalışma yapmakta.
2- Türkiye’de ilk Covid-19 vakası ne zaman tespit edildi ?
Yine resmi kayıtlar 11 Mart 2020. Bu tarih Virüsün laboratuvar yöntemi ile tespit edildiği tarih. Saat 00.30’da Türkiye’deki ilk Covid-19 vakası resmen açıklandı. Sağlık Bakanı’mız Fahrettin Koca basın toplantısı ile bir kişinde Covid-19 testinin pozitif çıktığını, bu kişinin Avrupa’dan geldiğini ve kendisiyle birlikte yakınlarının da karantinaya alındığını kamuoyuna duyurdu.
3- Türkiye’nin ilk aldığı önlemler neler oldu?
Türkiye’de ilk alınan önlem 11 Ocakta hastalık daha Çin’de kabul edilirken Bilim Kurulunun teşekkül ettirilmesiydi. En önemli hamle de bu oldu. Sınır kapılarından kontrol edilmedin kimse alınmadı. Daha sonra ilk vaka görülür görülmez Önce Wuhan ile, Sonra Çin ile seyahat kısıtlandı. sonra okulların ve üniversitelerin tatil edildi. Buradaki dikkat çeken durum ilk vaka görülmesini sıfır noktası kabul edersek kısıtlama tedbirlerini diğer ülkelerden ortalama bir buçuk ay önce almış olmamız.
4-Hangi durumlarda hastaneye gidilmelidir ?
Şu anda salgın sokakta. O yüzden şüphelendiğimiz her durumda tavsiye almalıyız. Aile hekimimizden, Alo 184’ten tavsiyeler alabiliriz. Üç kardinal bulgumuz var. Ateş, nefes darlığı ve öksürük. Bunların biri varsa bile hastaneye gitmeliyiz. Bunlara boğaz ağrısını ekleyebiliriz. Diğer bulguların ateşle beraber olmasını beklemek şu an için daha rasyonel olacaktır. Covid-19 için böyle. Bunun dışında Zorunlu değilsek hastaneye gitmeyi ertelemek akıllıca olacaktır.
5- Covid-19 nasıl bulaşır, vücudu nasıl terk eder ?
Her ne kadar mesafeden, maskeden kullanımından, bunları uygulamanın zorunlu olduğundan bahsetsek de bulaşmanın büyük yüzdesi eller yoluyla olmakta. Ellerimiz hasta olan birisinin salgılarıyla temas ederse, daha sonra elimize bulaşmış virüsleri ağzımıza, burnumuza, gözümüze taşımamızla virüsü kendimize bulaştırmış oluyoruz. Bulaşan virüs sayısı az ise hastalık yapamadan vücudumuzu terk ediyor. Ama hastalık yapacak kadar fazla ise solunum yollarımıza, akciğerlerimize, bağırrsaklarımıza, daha az olmakla beraber böbreklerimize, kalbimize, hatta beynimize yolculuk edebiliyor. Buralardan temizlenmesi Bağışıklık sistemimiz aracılığıyla neredeyse bir ayı buluyor.
6- İlaç ve aşı çalışmalarında son durum nedir ?
İlaçların %100 etkili olduğunu söyleyemiyoruz. Ama biz ilaç konusunda çok şanslıyız. ABD ve İngiltere’nin ancak yoğun bakımda verebildiği ilaçları biz hastaları hastaneye yatırır yatırmaz veya ev tedavisinde verebiliyoruz. Bu öngörüsü yüksek Bilim Kurulu’nun ve Bakanlığımızın ilaçları erkenden temin etmesiyle oldu. Faydalı olduğu düşünülen ilaçları hemen kullanıma sokmamız da bizim avantajımız. ABD’nin kullanamadığı bazı önemli ilaçları üretmeye de başlıyoruz. Aşı bizi bu salgından ilelebet kurtaracak çalışma olarak görünüyor. Tüm insanlığın aşıyı kullanabilmesi için henüz bir sene kadar süreye ihtiyacımız var. Yerli aşı vurgusunu tekrarlamam lazım. Bu konuda dışa bağımlı olmamamız gerekiyor.
7- Çin ve Dünya Sağlık Örgütü suçlu mu ? SUÇLU KİM?
Tüm dünya ülkelerinde bir suçlu bulma çabası hakim. Aslında iz sürünce olağan şüpheli olarak Çin, ABD (küreselciler?) ve Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) çelişkili açıklamalarıyla öne çıkıyor. Özellikle Çin, DSÖ yaptıkları çelişkili açıklamaları ile şüpheleri üzerlerine çekmiş durumdalar. Çokça insan artık bu virüsün Wuhan laboratuvarlarından çıktığından emin. Bunun kaza ile mi, yoksa kasten mi sızdırıldığının açığa kavuşmasını istiyorlar.
8- Sağlık çalışanlarının yüzde yüz korunması mümkün mü? Değilse, Neden mümkün değil?
Çok organize çalışmayı gerektiriyor. Aynın zamanda yapıların da buna uygun olası lazım. Bizim kurduğumuz hastanelerin çoğu bu salgın yapısına uygun değil. Sonradan yapılanlarla uygun hale getirilmeye çalışıldı. Bu sadece bizde değil tüm dünyada böyle. Şehir hastaneleri ayrı değerlendirilmeli. Bu hastaneler genel olarak daha başarılı. Covid-19 hastasının yanına gitmek için giyinmek en az 15 dakika. Soyunmak 5 dakika. Olası serviste her hasta muayenesi için üst değiştirilmesi gerekiyor. 15 hasta varsa 15x20=3000 dakika eder. 5 saat sadece üst değiştirme için geçer. Her seferinde ellerin dezenfeksiyonu vs. derken daldığınız, dikkatinizin azaldığı anlar olabiliyor. Yoğun bakımlarda virüsün havada dolaştığını biliyoruz. Buralarda mecburen hastalara yakın temas ediliyor. Ayrıca temiz servis dediğimiz başka tanılarla yatan hastalarda zaman zaman Covid-19 saptandığını biliyoruz. Bu servislerde haliyle daha az korunulmakta. Tüm bu nedenlerden dolayı sağlık çalışanları daha büyük risk altındalar.
9-Nasıl beslenelim?
Dengeli beslenelim. Taze meyve ve sebze yiyelim. Fast-food yemekten kaçınalım. Gazlı ve şekerli içeceklerden uzak duralım. Sigara içmeyelim ve ev ortamında içirmeyelim. Eldivenle sigara içenlere selam olsun! Eldiven kullanarak arttırdıkları riski, sigara içerken ellerini iki de bir ağızlarına götürerek zirveye ulaştırıyorlar. Burada abartmadan C vitamini takviyesi almanın faydası olabilir.
10- ‘Salgın bitti’ demek için ne olması gerekiyor? Covid-19 tamamen yok mu olacak ?
Salgının bitmesi için 3 olaydan birinin gerçekleşmesi lazım. Virüsün hastalık yada bulaştırıcılık yeteneğini kaybettirecek mutasyona uğraması, tüm insanların hastalığı geçirmesi (tam emin değiliz), aşı bulunması. Aşı ile dünya üzerinden sildiğimiz hastalıklar var. Bu durum virüsün mutasyon geçirmesi ve tüm insanları aşılayabilmeniz şartlarına bağlı. İnfluenza virüsü seri halde mutasyon geçirebildiğinden her sene yeni aşısı çıkmak zorunda. Korona virüs dünyada yaygın. Bir çok hayvan hatta inşa korona virüsün değişik türlerinin taşıyıcısı. Yani Covid-19’dan kurtulsak yeni koronavirüs tehlikeleriyle karşı karşıya olduğumuz aklımızdan çıkmamalı.
11- Er ya da geç Herkes Covid-19’a yakalanacak mı?
Aşı olmazsa öyle görünüyor. Yine de bulaştırıcılık gücü ve yayılma hızı önemli. Genelde toplumun %60’ı bir hastalığa bağışık ise(aşı veya hastalığı geçirmekle) salgının bitmesinden bahsedilebilir. Bu Covid-19 için de geçerli olacak mı görerek öğreneceğiz.
12- Aynı evde yaşayan kişiler nasıl hareket etmeli ?
Burada önemli olan evde hasta veya şüpheli birinin olup olmaması önemli. Varsa bu kişi ya evden ayrılmalı, ayrılamıyorsa maske takıp odası ayrılmalı. Ayrılabiliyorsa banyosu, tuvaleti, kabı-kacağı, havlusu her şeyi ayrılmalı. Bu kişinin odasına girilecekken maske takılmalı, sosyal mesafe kuralı uygulanmalı. Ayıracak odası vs. yoksa sosyal mesafe kuralı uygulanarak herkes maske takmalı. Kullandığı her eşya yıkanmalı ya da dezenfekte edilmeli. Evde şüpheli veya hasta yoksa dışra çıkıp giren kendisine dikkat etmeli, virüsü eve getirmeyecek şekilde kurallara uymalıdır.
13- Test kimlere yapılır ?
Tarama testi herkese yapılabilir(Covid-19 salgınında yapan ülke yok), PCR tanı testi belirtileri olanlara yapılır, kandan antikor testi de hastalığı geçirmiş olduğu bilinen yada kuvvetle düşünülenlere yapılır.
14- Türkiye’de hayat normale ne zaman dönecek ? Yoksa bu şekilde yaşamak normalimiz mi olacak ?
Her şeyin normale dönmesi salgının bitmesiyle olanaklı olur. Yoksa alınan tedbir ve kısıtlamalar yeni vaka sayılarına göre şekillendirilir. Salgın bitti diyene kadar yeni vaka sayı ve yerlerine göre yerel veya genel tedbirler alınıp gevşetilmesi söz konusu olmaya devam eder.
15- Aşı mı çözüm olacak yoksa toplum olarak bağışıklık mı kazanacağız?
Aşının çözüm olması en büyük dileğimiz. Toplum bağışıklığı kayıplarımızın sayısını yükselecektir.
16- Salgının 2020 yılında çıkacağını kimler biliyordu veya söylemişti?
Sayısı 4-5’i bulan yazar hem virüsü, hem de yapacağı hastalığı 15-20 yıl önce yazdıkları kitaplarda belirtmiş. Ayrıca küreselcilerin Korona virüsle ilgili araştırma, aşı geliştirilmesi, salgın simülasyonlar yaptıklarını biliyoruz.
17-Türkiye’de ölüm oranı neden düşük ?
Bu tamamen Bilim Kurulumuzun öngörmesi, Sağlık Bakanlığı’mızın uygulamaları ve Devletimizin verdiği destekle açıklanabilir. Ayrıca sağlık altyapımızın, yoğun bakım sayımızın durumu da belirleyici. Ancak Hekimlerimiz ve Hemşirelerimizi ayrı bir yere koymak lazım. Destan yazıyorlar. En ön cephede, hayatlarını hiçe sayarak, zaman zaman şehit vererek mücadeleyi sürdürüyorlar. Aynı anda pek çok ağır hasta bakabilen, bu yoğunluğa zaten alışık olan sağlık ordumuzun fedakar çalışmaları ölüm oranlarının düşük olmasında büyük pay sahibi.
18- Covid-19 vücutta kalıcı hasarlar bırakıyor mu?
Maalesef evet. Özellikle akciğerlerde ve böbreklerde bundan bahsedilebilir. Ancak üreme organları ve beyinde de bıraktığı son çıkan yayınlarda mevcut. Öğreniyoruz.
19- Covid-19 nedeniyle vefat edenler boğularak mı vefat ediyor ?
Evet. Suda boğulmada akciğerler su ile doluyor. Aynısı başka mekanizmalarla Covid-19 pnomonisinde de oluyor.
20- En çok kimler risk altında ?
Bulaşma riski olarak bahsediyorsak hastanede bulunanlar, hasta ile temas edenler en büyük risk altında. Bunun dışında sosyal mesafenin ve el hijyeninin korunamadığı her ortam bulaşma riskini arttırıyor. Eğer hastalıktan etkilenme ve ölüm riskinden bahsediyorsak kronik hastalıkları konuşmak gerekir. Hava kirliliği ve sigara maruziyeti de riski çokça artıran sebepler. Kronik hastalıklardan hipertansiyon, kalp hastaları, akciğer hastaları, kanser hastaları ve bağışıklığı herhangi bir sebeple baskılanmış kişiler risk altında. Ölüm oranlarının 65 yaşın üstünde giderek arttığı da aşikar.
21- Covid-19 hastalığının seyri nasıldır?
Kısaca ortalama 5. günde belirtiler ortaya çıkıyor, 9. günde akciğerlere yerleşip bulgular ağırlaşıyor, bakım yapılmazsa 13-14. günde ölüm gerçekleşiyor. Yoğun bakım bakımıyla ölüm ancak 5-6 gün ertelenebiliyor. Ya da hasta iyileşecekse bu basamaklardan birinden geriye dönüş yaşanıp hasta iyileşiyor.
’Aldığımız tedbir kadar güçlü ve güvendeyiz’’.
Aşı bulunana kadar tedbirlerimizden taviz vermemek asıl hedefimiz olmalı. Sağlık Bakanlığımız ve Devletimizin aldığı kararlara-kısıtlamalara kayıtsız ve şartsız uymamız gerekiyor. Çünkü ‘’Aldığımız tedbir kadar güçlü ve güvendeyiz’’.