Hiç kafa karıştırmadan net bazı bilgiler vermek istiyorum. İlki vaka sayıları.. Hiç kuşku yok ki vaka sayısında dünyada zirvedeki ülkelerdeyiz. Pek çok sebebi var bunun. Vaka sayısının artması, temasın artması ile doğrudan ilişkili. Bu yüzden teması azaltmak demek bulaşmayı azaltmayı etkileyen en önemli sosyal uygulama. Şekil 1’de oransal olarak vaka yoğunluğu gösterilmekte.
Şekil 1: Milyonda vaka sayısı ile gösterilen vaka yoğunluğu
Kapanma dediğimiz kısıtlama uygulamaları ile günlük 60 binlere dayanan vakaları hızla indirdiğimizi beraberce yaşadık. Teması azaltmak yani. Bulaşmayı önlersen haliyle yeni hasta sayın hızla azalıyor. Ne zaman, ne kadar kapatma uygulamak lazım? Cevabı çok bileşenli bunun. Hastane kapasiteleriniz bu işin içinde, yetişmiş sağlık personeliniz, cihaz altyapınız, kısıtlamayı karşılayabilecek ekonomik durumunuz, halkın bu duruma olumlu veya olumsuz katkısı hepsi ayrı etken. Tek bir doğrusu da yok uygulamaların. Hatayı ancak uygulamadan sonra tanımlayabiliyorsunuz. Çünkü her uygulama hemen hemen ilk defa tecrübe ediliyor. Kısıtlamanın süresini uzatan, erkene alan tabi ki vaka sayılarını düşürüyor. Peki hastalarına nasıl bakmış ülkeler? Cevabı Şekil 2’de.
Şekil 2: Aşırı ölümle giden ülkeler
Tabi bu aşırı ölüm durumu vaka sayısı, sonra ağır hasta sayısı ve sağlık alt yapınızla doğrudan orantılı. Polikliniklerde, servislerde, özellikle de yoğun bakımlarda bakabileceğiniz hasta sayılarnı aştığınız an hasta takibinde zorlanıyorsunuz. Kritik yerler yoğun bakımlar. Buralar dolduğunda dışarda kalan hastaların ölüm oranları çok çok yükseliyor. Bu yüzden kısıtlama kararları yoğun bakım doluluk oranları, servis doluluk oranları, filyasyon hizmetleri gibi sağlık alt yapısına doğrudan bağlı. İyi yönetirsen kötü ekonomik etkiyi azaltabilirsin, sağlık yönetimini de iyi yaparsın. İşin sağlık yönetiminin iyi olduğunu biliyorum. Şekil 3 de bunu kanıtlıyor. Milyonda ölüm oranları vaka sayımız göre hayli az.
Şekil 3: Milyonda ölüm oranları
İşin ekonomik yönü kötü. Sağlık harcamaları arttı, kısıtlamalar piyasayı kilitledi, günlük çalışan işçiler para kazanamaz oldu vs. Tabi ekonomisi güçlü ülkeler bu durumla daha kolay başa çıktılar. Zaten ekonomisi sıkıntıda olanlar ise bu durumdan çokça etkilendi. Bu kaçınılmaz bir durum. Bana göre burada iyi kötü yönetim değerlendirmesi zor. Yönetiliyor olması bana göre en büyük başarı. Gerisi ekonomistlerin işi.
Vaka sayısına etki eden en son uygulama da aşı. En kolay etki sorgulama etrafına bakma... Artık yaşlılarımız hastalanmıyor farkındayız değil mi? Her ne kadar kısıtlamaların katkısı olsa da aşı bunda başlıca etken. Hastalıktan koruyan aşı bulaşıcılığın da azaltılmasında artık temel etken. Aşıları çokça yapan ülkelerdeki kısıtlama kararlarının kaldırılması, hafifletilmesi aşı ile sağlandı. ABD, İngiltere, İsrail, Fransa, Almanya, İtalya.. Aşılama oranları yükseldikçe yeni vaka bildirimleri azaldı, kısıtlsamaları neredeyse kaldırdılar. Şekil 4’teki koyu yeşil ülkelerde kısıtlama neredeyse yok.
Şekil 4: Aşı yapılma oranları(2 doz)
Hülasa Sosyal kısıtlamalar ve aşı vaka sayısını azaltır. Aşı hastalıktan korumasının yanında bulaştırıcılığı da azalttığı için vaka sayısının azalmasına katkıda bulunur. Önümüzde bir dalga daha salgın etkisini gösterecekse etkilenen hastalar başta aşı olmamış hastalar olacaktır. Aşı olmayanlar ah vah etse de hastalıkla savaşmak durumunda kalacaklar. Biz yine buradayız. Hastaları tedavi etmek asli görevimiz. Ama bile bile lades olmamak lazım..