Vekil olmak

Milletvekili, milleti temsil eden kişi olduğuna göre, TBMM’ye yolladığımız vekillerin bizleri gerçek anlamda temsil etmeleri, bizi ilgilendiren konularda Meclis’te bizim adımıza aktif olmaları ve sesimizi duyurmaları gerekir.

Meclis’e gitmeyen, ya da Meclis’e gidip hiçbir konuda fikir beyan etmeden sadece seyirci olan milletvekillerinin millete ne faydası olabilir?

Fikir belirtmeyen, soru sormayan, kanun teklifi vermeyen, Meclis ve komisyon çalışmalarına yeterince katılmayan ancak Meclis’teki oylamalarda kendi iradeleri dışında parti liderlerinin talimatları doğrultusunda oy kullanan vekiller acaba seçildikleri şehirlerin seçmenlerini yeterince temsil edebiliyorlar mı?

Milletvekilleri, seçildikleri illerin seçmenine karşı sorumludurlar, onların sorunlarını, dertlerini dinleyerek muhtemel çözümlerini ortaya koymakla yükümlüdürler.

Halktan oy isterken, yaşadığı şehrin ve Türkiye’nin en önemli sorunlarını bildiğini, bu sorunların çözümü için mecliste elinden geleni yapacağını ifade eden Milletvekilleri, sadece nezaket ziyaretleri yapan, açılış törenlerde protokol de yer alan, şehrin sokaklarındaki insanların sorunlarını dinlemeden dinliyormuş gibi yapan ve çözüm üretmeyen vekiller olmamalıdırlar.

Milletvekilleri insanlara güneş gözlüklerinin arkasından bakmadan, haftanın en az iki-üç günü seçildiği şehrin insanlarının arasında olmalı ve milletin derdiyle dertlenmelidirler.

Yaşadığımız şehirlerde, işte bu tabloyu arzu ediyoruz. Seçmen olarak bizler sadece protokollerde boy gösteren, etliye sütlüye karışmayan, şehrin sorunlarına çözüm üretmeyen, tribünlere oynayan vekiller değil; halk içinde, haktan ayrılmayan, hak, hukuk, adalet ve kalkınma için çalışan vekiller istiyoruz.

Unutmayalım ki;

"SİYASETİN TEK LİMANI AHLAK'TIR "

Siyaset, kendini bu ilke ışığında temizlemeli ve yenilemelidir.

Siyasetçi de halk içinde Hak'tan ayrılmıyorsa;

O liman da, onu yanından ayırmaz...

Kalın sağlıcakla