Yeniden doğmak mümkün mü?

Kendinizde değiştirmek isteyip de değiştiremediğiniz davranışlarınız var mı ?

Doğru ve yanlış diye bildiğiniz çoğu düşüncenin niçin doğru niçin yanlış olduğunu  hiç düşündünüz mü?

Düşünceleriniz,   kendinize mi ait? Yani üzerinde iyice düşünerek karar verdiğiniz “düşünceleriniz” mi, yoksa birilerinden miras yoluyla ödünç mü aldınız?

Ödünç aldıysanız ki çoğunluğumuz böyle , size ait olmayan şu an ki düşüncelerinizin / davranışlarınızın yüzde yüz doğru olduğundan nasıl emin olabilirsiniz?

Efendim, takdir edersiniz ki bir davranışı değiştirmek için, ilk önce derinliklerimizde gömülü olan düşünce kalıplarımızın farkında olmalıyız.

Farkında olmalıyız, çünkü; değiştirmek istediğimiz durumun nedeni olan düşünceyi, bir bütün olarak bilince çıkarıp neden ve sonuçlarıyla objektif olarak değerlendirebilmek, ancak böylesine mümkündür.

Tersi bir durumda sadece sonuçlarla uğraşmak, sorularımızı / sorunlarımızı çözülebilir olmaktan ziyade, daha da büyütmekten başka bir şeye yaramıyor.

Onun için evet, bütün bu soruları , sorunlara çeviren sürecin ilk öğrenildiği zamanlara çocukluğumuza , felsefi bir dille ifade etmek gerekirse de zihnimizin  tabularasa yani, boş bir levha ( güncel dille boş bir cd ) halinde doğduğumuz ilk zamanlarımıza gidebilmeliyiz.

Bu ilk zamanlara gitme konusuna davette, genelde insanların  gösterdiği tepki , haklı bulunsa bile  önemsememe  şeklinde  oluyor.

Halbuki bu gerçeklikle yüzleşmek, hayat memat meselesidir.  İnsanı sorunlarla boğuşan ya da hayat hangi yüzüyle gelirse gelsin, çözüm merkezli bir duruşla, sorunlara çözüm bulan birisi haline dönüştüren, bu ilk zamanlarda edindiği doğru ve yanlış kavramsallaştırmaları , duygudurum /düşünce / davranışlardır.

Eğer varsa şu an acı çektiğiniz, kendinizde olmasına razı olmadığınız ama bir türlü de değiştiremediğiniz davranışlarınız, bilin ki  bu davranışların altında ilk çocukluğunuzda sorgulamaksızın kabul ettiğiniz düşünceler ve davranışlar (kabul etseniz de etmesenizde )önemli bir rol oynuyor.

Onun içindir ki sizden ricam,  bu yazıyı okuma zahmetine katlandıktan hemen  sonra, şöyle bir arkanıza yaslanın ve düşünün / sorgulayın. İlk çocukluğumuzda  belki ıskaladığımız, içine doğduğumuz aile yapımız ya da o an ki bilinç seviyesiyle göremediğimiz, kendimizde olması halinde bizi mutlu / huzurlu / başarılı kılacak düşünceleri / davranışları / güzellikleri, hayata yeniden başlamış gibi  öğrenebilir, yaşayabilir miyim? Diye…

Yani ilk zamanlarda olduğuna benzer, merak eden, sorgulayan, anlamaya çalışan, saf masumane, sadece öğrenmek ve öğrendiğiyle kendine ve çevresine cennetten getirdiği deruni nefesle neşe mutluluk saçan, orijinal bir benlik olabilir miyiz?

Tabiri caizse kendimizi yeniden yenileyerek, bedensel olarak olmasada zihinsel olarak yeniden doğumumuz mümkün mü? Kendinizce mazaretlere sığınarak bir sürü olmaması için mazaret sayabilirsiniz. Ama bir kez de olsa şu soruyu kendinize sorun; neden olmasın? Evet ,neden doğanın kendini yenilemesine benzer bir bahar arafesinde, biz de  herşeye yeniden başlamayalım.Yenilenmeyelim.

Bilincimizin yeni bir şekilde tazelenmesi yeniden merakla bir çocuk heyecanıyla kendini çevresini sorgulaması mümkün .

Düşünün…

Sadece doğru sorular sorun  ve bu durumun nasıl kendilğinden aşılacağını göreceksiniz .

Unutmayın!

Nedenler nasılları doğurmaya mecburdur.

Eğer bunu keşfedebilirsek, bu yenilenme halini yeniden doğuş halini, o zaman her günkü rutin uğraşlarımıza değişik bir anlam kazandırabiliriz. Yaşam eziyet olmaktan çıkıp şenliğe dönüşebilir.

Bu haleti ruhiyeyi kazanmazsak şimdi bizim hayat diye bildiğimiz şey, sürüleşmiş, hergün aynı ritüelleri tekrar eden daimi bir zorlamadan ibarettir, öyle değil mi?

O halde bu sürüleşmiş halden memnun değilsek, kendimizi değiştirebilmeliyiz.

Şimdi kendinizi , hayatınıza kattığınız insanları düşünün. Şanslı / şanssız, başarılı / başarısız diye kendini tanımlayan ya da sizin onları öyle tanımladığınız kişileri … Kendinizin ve diğerlerinin  hayatında farkı yaratan nedir? Neden farklısınız?

Neden birileri hayatın zorlu yolculuğunda bir kez düşmeye görsün daha da ayağa kalkamazken, bir başkası hiçbirşey olmamış gibi üstünü silkeleyip sorun gibi gözüken olayları fırsata çevirip kendi yolunda yürümeyi becerebiliyor.

Sevgili dostlar farkı yaratan, kendinize sorduğunuz varoluşsal anlamda ki  sorular ve bu sorulara verdiğiniz cevapların kalitesi  olabilir mi?

Evet, ya geleceği de kuşatan bir bilinç aşamasıyla kendinizi yenileyeceksiniz ya da eleneceksiniz…

Birinci kez ilk doğduğumuzda, yaşamımızı daha anlamlı kılacak tutarlı  özellikleri kazanma şansını  ıskalamış olabiliriz. Ama şimdi, yeniden bilinçli bir şekilde ikinci doğumu istersek kendi tercihlerimizle yeniden gerçekleştirebiliriz.

Son tahlilde; İnsan annesinden biyolojik olarak  doğduğunda doğmuş olmaz. İnsan bilinçli bir şekilde kendini gerçekleştirdiğinde, kendini  var ettiğinde gerçekten doğmuş olur. Var olmak kendinle ve çevrenle, güven, sevgi merkezli ilişki / iletişim halinde olmaktır ve var olmak tüketmekten ziyade üretmektir. Var  olasınız.

Vesselam