Yine Mart ayı ve ilk haftası .
Baharın, ilkbaharın müjdecisi, doğanın uyanışı.
Kadın ayrımcılığına karşı verilen mücadelenin başlangıcı. 
Her yıl 8 Mart’ta kutlanan  bu anlamlı gün; en başarılı kadınlar, en güçlü kadınlar, değer katan kadınlar gibi çeşitli kategorilerde ödüllerle gündeme gelip, farkındalık oluşturmaya katkı sağlıyor. 
Çok da güzel oluyor!

Kadının iş hayatındaki yeri, kadının ekonomiye kattığı değer gibi konular işlendikçe kadının önemi daha fazla anlaşılıyor.

Bu yazıda size bambaşka bir topluluktan bahsedeceğim. Aslında Emekçi Kadınlar günü ödüllerininin en büyüğünü hakeden bir kadın topluluğu diyebiliriz.

Çalışkanlığı, bilgisi, kattığı değer, ürettiği ürün, sağladığı faydaları düşünürsek; büyük ödülü kesinlikle onlar hakediyor.

Hangi topluluktan bahsediyoruz?
Tabii ki arılardan…!
Başta kraliçe arı ve tüm işçi arıların dişi olduğu anaerkil topluluktan bahsediyoruz.
İşbölümünün, uzmanlaşmanın, matematiğin, fiziğin, mühendisliğin, sanatın, müziğin, dansın, liderliğin, emeğin, yardımlaşmanın, faydanın en üst düzeyde yaşandığı muazzam bir topluluktan bahsediyoruz.
O küçücük bedeniyle, doğanın devamını sağlamaktaki kocaman rolünden bahsediyoruz.
“Arılar olmazsa, insanoğlu yalnızca 4 yıl yaşayabilir.” Diyen Einstein’ ın sözünün sarsıcı gerçeğinden bahsediyoruz.
Çiçekten çiçeğe dolaşıp, tozlaşma sağlayarak; soframızdaki besinin üçte birini  oluşturan çalışkan arılardan bahsediyoruz.
Sadece biz insanların değil, gezegenimizin diğer sahipleri, hayvanların da ihtiyacı olan besinlerin varlığını borçlu olduğu arılardan bahsediyoruz.
Binlerce yıldır şifa kaynağı kabul edilmiş mucizevi besin “bal” ı üreten arılardan bahsediyoruz.
Sadece bal değil, bir çok ülkede ilaç olarak kabul edilmiş polen, propolis, arı sütü, balmumu üreten arılardan bahsediyoruz.

8 Mart’ ta biz bu yıl en büyük ödülü arılara vermek istiyoruz.

Biliyoruz ki ödül motivasyondur.
Binlerce yıldır hiç bir karşılığı olmadan, doğaya ve insanlığa bu denli fayda sağlamış arıları ödüllendirmek istiyoruz.
Nasıl yapabiliriz?
Çok yolu var, bireysel olarak ilk yapacağımız çocuklarımıza, çevremize arının sadece iğnesi olan ve bal yapan bir canlıdan çok daha fazlası olduğunu anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki; çevresinde arı görünce korkup yok etmek yerine, sevip yaşatmanın yollarını arasınlar. Örneğin balkona, bahçeye arının sevdiği bitkileri ekerek onlara arı durakları oluşturalım ki yaşamalarına katkı sağlasınlar.


Küresel ısınma, iklim değişikliği gibi tehlikelerin  sıklıkla işlendiği son yıllarda; asıl tüm topluma anlatılması gereken ilk konulardan biri; arıların önemi, doğaya katkısı, insanlara faydası olmalı. Arı sayısında azalışa dikkat çekip, bu sayının arttırılması için neler yapmak gerektiği planlanmalı.

Şimdi sesleniyorum.
Kraliçe arılar!
Kovandaki tüm dişi işçi arılar!
Bu Yıl En büyük ödül sizin! 
Şampiyon sizsiniz.