Demokrasimize ve Milletimize karşı yapılan bir kalkışma, bir ihanet, alçaklık ve hainliğin zirvesi 15 Temmuz darbe girişimi, ülkemizi işgal etme, parçalama ve iç savaş çıkartma amacı taşıyan hain bir saldırıydı.
Boğaz Köprüsü'nü kapatanlar, Meclis'i, Külliye 'yi bombalayanlar, aziz milletimize ateş açanlar şerefli ordumuzun mensupları olamazlardı, onlar ancak ordumuza sızmış hainlerdi.
O geceyi planlayan hainler, daha önceki darbelerin çaresiz insanları gibi milletimizin evlerinden çıkmayarak bu hain girişime boyun eğeceklerini zannetmişlerdi ama yanıldılar çünkü karşılarında eski TÜRKİYE yoktu, milli iradeyi temsil eden, haksızlıklara ve zalimlere karşı savaş açmış bir lideri olan yeni bir TÜRKİYE vardı karşılarında. Milli İrade tecelli ediyor, kahraman evlatlarımız alanlara inerek darbecilere karşı korkusuzca direnirken ne otomatik silahlardan, ne tanklardan, ne de helikopter ve uçaklardan korkmuyor ve çekinmiyorlardı.
Bir vatandaşımız vurulup şehit düşünce hemen yerini başka bir vatandaşımız alıyordu, aziz milletimizin kahraman evlatları Çanakkale ruhunda olduğu gibi, iffetine, iradesine, memleketine, demokrasisine ve bağımsızlığına sahip çıkıyor, alanları hainlere dar ederek kahramanlık destanları yazıyorlardı.
Dış mihrakların ülkemizdeki taşeronu paralel yapının ordumuza sızmış uzantıları, aziz milletimize kafa tutacak kadar şaşırmışlardı, bu şaşkınlıkla milletin başına bela olmaya çalıştılar ama kendi başlarını yediler.
Çok şükür ki devletimizin başı da, milletimizin vicdanı da yerinde sapa sağlam durmaktadır.
Bu duruş, tüm dünya devletlerinin gündeminde ve merkezinde yer almıştır.
Eğer Türkiye kaybederse mazlumlar kaybedecek, petrolü insan kanından daha önemli ve değerli görenler ise kazanacaktı, çok şükür Türkiye kazandı ve bir anlamda İnsanlık kazandı…
"İnsanlığın bu sınavını başarı ile verende yine bizim ülkemizin insanı idi…"
İnsanlığın baş belası, zulmün kralı olanlar ise yedikleri tokat’ın acısı ile ne kadar ahmak olduklarını bir kez daha anlamış oldular, ahmak olmasalardı ÇANAKKALE 'de olduğu gibi, bu aziz milleti bir kez daha karşılarına almayı göze alamazlardı.
İşte bu yüzden, 15 Temmuz, İstiklal Marşı'mızın kelime, kelime yeniden hayat bulduğu ve dünyanın en büyük şer güçlerinin bir araya gelip hezimete uğradığı gecenin hikâyesidir.
Dünya’ ya bir kaç saat içinde demokrasi dersi veren Türkiye, aynı zamanda Ortadoğu'dan Afrika' ya ve Asya'ya kadar dünyanın bütün sömürge halklarına model ve moral olacak bir direniş sergilemiştir.
Ve böylece dış mihrakların ülkemizdeki taşeron’ı paralel temsilcilerinin artık bu toplumun gözünde
1 kuruş kadar değeri kalmamıştır.
Onların değeri, sözde hocaları’nın okuyup-üfleyip cepleri’ne koyduğu 1 dolar kadar eder ancak…
Değerli dostlar, siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun, dünden ders çıkarıp önümüze bakalım ve bir Milli İrade RealiTE’sini, meydanlara taşıyarak destan yazan aziz milletimiz ile birlikte daha nice milli iradenin, milli duruşu ile neler yapabileceğimizi düşünelim.
Su uyur, düşman uyumaz misali hep tetikte olup ileriye bakalım, çünkü hedef Türkiye ve başka bir Türkiye yok…
Bu vesile ile yüreği vatan aşkı ile yanan, vatanı için gözünü kırpmadan şehit olan Ömer HALİSDEMİR ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, bu onurlu mücadeleyi veren gazilerimize ve aziz milletimize minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.