İçinde yaşadığımız dünyanın döndüğünü biliriz ama dünya ile birlikte döndüğümüz için dünyanın döndüğünü fark edemeyiz. Tıpkı Bursa’da yaşarken Bursa’nın baş döndüren güzelliklerinin içinde, bu güzellikleri bazen fark edemediğimiz gibi…
Ülkemiz, cennet vatanımız, Türkiye’miz, cennet vatanımın cennet ili Bursa’mız,
bir anlamda Türkiye’nin tüm özelliklerini içinde barındıran özetidir aslında.
Sanatı, sanayisi, dağı, denizi, yeşili, esnafı, erenleri-türbeleri, sokakları ve tarihi zenginliği ile ziyaret edenleri kendine hayran bırakan tılsımı ile anlatılmaz yaşanır dedirtir Bursa her hâli ile.
Anlatılmaz, yaşanır dediğimiz Bursa’yı, köşe yazımda size anlatmak mümkün değil elbette. Böyle bir yazı yazma gereği duymamın sebebi ise gerek siyasetçi kimliğim, gerek işlerim nedeniyle sık sık Bursa dışına çıkan bir kardeşiniz olarak bir ortamda “Siyaset Ankara’da yapılır, İstanbul’da konuşulur.” sözüne karşılık, bu sözü söyleyen kişiye benim de
“Türkiye toprak, Bursa o toprağa düşmüş tohum, İstanbul o tohumun filizi, Ankara ise o filizin meyvesidir.” cevabını vermemden kaynaklanmıştır. Bu cevabı verdikten sonra göz bakar basiret görür misali, Osmanlı’yı İstanbul’da görmek istemeseniz de görürsünüz çünkü Osmanlı mimarisi adeta İstanbul’da haykırır ve görmemek için kör olmak gerekir.
Fakat Osmanlı’yı Bursa’da görmek için basiret gerekir, o ruhu bilen ve zamanın ruhunu okuyan görür. Çünkü Bursa’da Osmanlı mimarisi ancak basiret sahibinin göreceği estetiğe ve gizeme sahiptir, tıpkı toprağa düşmüş tohum gibi, yani Osmanlı’nın Bursa topraklarında kurulup İstanbul’da filizlenmesi gibi dedikten sonra, Bursa’nın güzelliklerini sohbet ettiğim kişilerden dinlemeye başladım. Tabii olay döndü dolaştı yine siyasete geldi ve “Günümüz siyaseti ile Bursa arasında, geçmişteki tarihimize benzer bir ilişkinin kurulması mümkün değil.” sözü çıkıverdi ağızlarından. Ben de “Türkiye’de yapılan seçim sonuçlarına bakın, bir de Bursa’daki seçim sonuçlarına bakın oranları karşılaştırın, sorduğunuz sorunun cevabını rakamlarla görün.” diyerek sohbeti sonuçlandırdım.
Dedim ya “Bursa anlatılmaz, yaşanır” diye…
Biz, anlattık ya da anlatamadık bilmem ama yaşamak için Bursa’nın yolunu tuttuk!
Şair her ne kadar “Ankara’nın neyi güzel?” sorusuna karşılık, “İstanbul’a dönüşü güzel.” dese de… Bizim için gidilen yer neresi olursa olsun çıkış noktasının Bursa olması güzeldi,
tıpkı tohum misali! Bursa’ya dönüş ise meyvenin yeniden toprağa düşmesi gibi…
Velhasıl, Bursa’nın geneli Türkiye’dir. Türkiye’nin yereli Bursa’dır.
Yerel ile genel arasında konuşulan mekân da konuşanı da çoktur.
Biz, yerelden genele güzellikleri taşır, teslim ettiğimiz güzelliklere geri dönüşün güzelliğini yaşarız çünkü Türkiye’yi Bursa’da, Bursa’yı da milletimizin vicdanında görmenin güzelliğini en az Bursa’nın güzelliğini yaşar gibi yaşıyoruz.
Sağlıcakla kalın sevgili dostlar.