Olur! Hem de nasıl olur, açıklayayım..
Önceki iki yazımda aşının önemi ve gerekliliğinden bahsettim. Çocukluk çağında ve erişkin yaşlarda ölüme ve çeşitli derecelerde sakat kalıma yol açabilecek hastalıklara karşı ilk silah, düşük maliyetli önleyici sağlık hizmeti idi. Aşı ile sağlığınızı koruyorsunuz, sağlık harcamalarınız düşüyor. Yani ekonomiyi de ilgilendiriyor bu konu. Üstelik bazı aşılar etkili olduğu hastalığa göre kitlesel ölümleri engelleyebilen özellik taşıyor.
Aşıyı kendiniz üretebiliyorsanız masrafınız azdır, ve dışarı bağımlı olmazsınız. Üretemiyorsanız dışarı bağımlısınızdır. Üreten ülke fiyatını kaçtan hesaplarsa ödemeye de mahkum olursunuz. Dayatmalar da cabası. Sana aşıyı veririm ama şunları böyle yaparsan!.. Burada çiçek hastalığını dünyadan silmek için ülkemizde üretilen aşıların tüm dünyada uygulandığını hatırlatmak isterim. Aynı zamanda aşı çalışmalarımızın Osmanlı zamanında 1700’lü yilların başında başladığı da biliyoruz. Acı olan tarafı şu ki şu anda aşı üretir durumda değiliz. Yani bu konuda dışarı tam bağımlıyız ve yüksek ücretler ödüyoruz.
Covid-19 aşısı çalışmaları pek çok ülkede sürüyor. Süpekülasyonlar çeşitli. Kimi ürettim üreteceğim diyor, kimi bir yıl sonra diyor, kimi de beş yıl sonra diyor. Dünya Sağlık Örgütü de kaos üretim merkezi olarak boşa çalışmayın bu korona virüsün aşısını bulamazsınız diyor. İlk bulan ülkenin ne yapacağı da merak konusu. ABD aşıyı bulunca orduyu teyakkuza geçirecekmiş. Ne yapacaksa… Fransız aşı üreticisi bir ilaç firması aşıyı bulunca ilk olarak ülkesine değil ABD’ye verecekmiş aşıyı. Almanya muamma.. İngiltere ayrı telden, ne dediklerini kendileri de anlamıyor emin olun.. Çin ise Dünya Sağlı Örgütü ile beraber kaos ve panik tetikçisi. Uzakdoğudan bütün dünyaya nanik yapıyor, siz aşıyı bulun, virüsün bi değişini salarım üstünüze der gibiler..
Aşıyı bulsan üretip tüm insanlara uygulayabilmek en az yedi ay sürecek. Her ülke bulursam ilk kendi ülkemde kullanacağım diyor Fransa hariç. Aşılanan toplum hastalığa bağışık olacak. Sadece bizde olup diğer ülkelere vermediğimizi düşünelim. Bizde salgın bitecek. Salgın tedbirleri kalkacak. Üretim başlayacak. Ülkemiz cazibe merkezi olacak. Turizm patlayacak. Hangi ülke böyle davranırsa karlı çıkacak. ABD’nin aşıyı ben bulursam ordu savaşa hazır tutulacak açıklaması da bundan olsa gerek. Tüm insanlık için aşıyı bizim bulmamız önemli. Merhametli ve yardımseveriz çünkü.
Covid-19 aşısını bulan bunu kaça satar sizce? Paha biçilir mi? Bir de hangi şartlarda satar? Hangi dayatmaları uygular? Dünya Sağlık Örgütü gibi Birleşmiş Milletler kuruluşu olan IMF Afrika ülkelerine borç verirken dayatmalarda bulunuyor. ‘Vatandaşlarınızı çipleyeyim’ ilk sırasında dayatmaların. Aşıyı ilk bulmaya hevesli Bilal Gates de insanları çiplemek istemiyor mu zaten? Ayrıca Bil Gates-Melinda Gates Vakfı’nın korona virüs aşısını bulmak için çalışmalara 3-4 senedir devam ettiğini biliyoruz. Şimdiye kadar bulmuşlar mıdır? Zaten 3-4 senedir uğraşıyor ve bulamamışlarsa diğer ülkelerin aşıyı bulabilmesi de hayal gibi gelmiyor mu? Eğer başka kimse bulamazsa bunlar da ben de aşı var ama çipli, yerseniz diye yaklaşırlarsa ne yaparız?
Evet hastalığın etkileri ne kadar ciddiyse aşı da bir o kadar stratejik. Yerli aşı daha da stratejik. Aşını sen üretiyorsan ne dışarı bağımlı olursun, ne de dayatmalarla muhatap olursun. Bu dayatmaları savunma sanayiinden hatırlıyoruz değil mi? Savunma sanayimizi geliştirmekle tarihimizin akışını değiştirdik. Aşıyı da bularak dünya tarihinin akışını değiştirebilir miyiz? Hadi inşallah…
Normalleşmeye başladığımız şu günlerde tedbirlerde gevşemeye müsaade etmeyelim. Gevşersek tedbirler artırılarak geri gelir. Sonra yok ben duymadım, yok bana söylemediler demeyin…
Aldığımız tedbir kadar güçlü ve güvenmeyiz…
Umarım faydalı olmuştur.
Sağlıcakla kalın.