Her geçen gün hem Çin’i hem de Dünya Sağlık Örgütünü daha da sıkıntıya sokacak iddialar çoğalıyor. Çin’in 23 Ocak’ta salgının kaynağı olan Wuhan’ı tecrit edip şehre tüm giriş-çıkışları ve yurt içi uçuşları durdurmuştu. Fakat buradaki ince ayrıntı Çin Devlet’inin Wuhan’ı uluslararası uçuşa hiç kapatmamış olması. Bu konudaki iddiaları yarın mantık silsilesi ile sıralamaya çalışacağım. Şimdi soru cevabın son kısmına geçelim.
 

Vaka sayıların artışından endişelenmeli miyiz?

Endişe etmeliyiz fakat bunun sayılarla çok ilgisi yok. Asıl yapmamız gerekeni atlıyoruz sanki. Endişe etmemiz gereken hastalığın yayılması. Artık ezbere bildiğimiz şeyler engellemede geçerli: sosyal mesafe, izolasyon ve el hijyeni. Sayılar ise ancak kafamızı karıştırıyor. Şimdi ben de bir kaç cümle ile daha da fazla zihin bulandırayım. Salgının bitmesi ya da kontrol altına alınması için şu iki durumdan en az biri gerçekleşmeli: İnsanların bağışıklanması (aşılanarak ya da hastalığı geçirerek) veya virüsün mutasyon geçirmesi. Aşı bulunması uzun süre alacak, virüs mutasyonu da elimizde olan bir şey değil. İnsanların hastalığı geçirerek bağışıklık kazandırmayı İngiltere denedi ancak salgının hızla yayılmasına sebep oldu ve şu anda sağlık sistemleri tıkandı. ABD de böyle bir yöntem uyguluyor. Onların da sağlık sistemi tıkandı. Ölü sayıları hızla yükseliyor. Biz daha kontrollü gidiyoruz. Buradaki esas düşünce sağlık hizmetini sekteye uğratacak yoğunluğu yaşamamak. Biliyoruz ki yoğun bakımlar dolduğunda ölüm sayısı hızla tırmanıyor. Seçtiğimiz strateji vefat eden-edecek insan sayısını en azda tutmak. Ama stratejinin gerçeğe evrilmesi ancak Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığımızın direktiflerine uymaktan geçiyor.
 

Aşı bulmak için tecritte kalan doktorlar mı var?

Virüs ile çalışan bazı laboratuvarlar, olanakları ölçüsünde yakın bir yerde (üst kat, alt kat vs.) konaklama imkanı sunarak çalışanlarını karantina altına alabilirler. Son temastan sonra 14 gün kuralına uyarak tekrar topluma girebilirler. Aşı bulmak için veya başka tedavileri denemek için böyle çalışan araştırmacılarımız var. Dua edelim de bir an önce yerli aşımız bulunsun.
 

İvermectin adlı ilaç çok etkiliymiş, hemen tedavi ediyormuş, doğru mu?

Bu konuda bilgisine güveneceğimiz kurumlar Bilim Kurulumuz ve Sağlık Bakanlığımızdır. Bilim Kurulumuz tedavi protokollerini olabildiğince kanıtlı bir şekilde belirlemektedir. İvermectin henüz ülkemizde Covid-19 tedavi protokollerinde yer almamaktadır. Tedavi konusunda çok başarılı olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim.
 

Hastalığımdan dolayı ilaç kullanıyorum, kesmeli miyim?

Bu konuda genel olarak önerimiz herkesin tedavisine devam etmesi. Çok sıkıntı duyuyorsanız ilacı başlayan hekime ya da ilgili bölümünden bir hekime danışmalısınız.
 

Pozitif vakaların yönetimi nasıl oluyor?

Bu tamamen salgın stratejisi ile belirlenir. Her ülkeye, her şehre, hatta her mahalleye göre değişebilir. Az sayıdaki pozitif vakalar hastanede, sayıları artınca kontrollü kapalı bir mekanda (yurt, otel vs.) veya evlerinde olabilir.  Burada asıl olan izolasyon kurallarına uyulmasıdır.
 

Eldiven ve maske kullanımı nasıl olmalı?
İlgili yazım var, ona bakabilirsiniz..
 

Dezenfektan elimizi ne kadar süre ile korur?
Dezenfektan korumaz. Temizler. Elimi şu kadar korur diye bir şey söz konusu değil.
 

Takviye besin olarak ne almalıyız?
Bilimsel kanıtı olan bir öneri yok. Abartmadan C vitamini takviye edilebilir. C vitamini zehirlenmesi de tehlikelidir. Dikkat etmek lazım.
 

Nasıl beslenelim?
Dengeli beslenelim. Taze meyve ve sebze yiyelim. Fast-food yemekten kaçınalım. Gazlı ve şekerli içeceklerden uzak duralım. Sigara içmeyelim ve ev ortamında içirmeyelim. Eldivenle sigara içenlere selam olsun! Eldiven kullanarak arttırdıkları riski, sigara içerken ellerini iki de bir ağızlarına götürerek zirveye ulaştırıyorlar.
 
Umarım faydalı olmuştur.
 
Sağlıcakla kalın..