​Bilim Kurulu’muzun tavsiyeleri ve Sağlık Bakanlığı’mızın etkili yönlendirmesi ve Devlet’imizin yerinde kararları ile salgını kontrol altona almış bulunuyoruz. Pek çok dezavantajımız olmasına rağmen hem salgın kontrolünde hem de hastalığı tedavi etmede takdire şayan çalışmalar yürütüyoruz.
 
​Hemen söyleyeyim halen sihirli bir durum yok. Yüzde yüz tedavi edecek veya koruyacak bir tedavi/uygulama hala yok. Yeni ilaçlar bir umut, konsantre immün plazma bir umut, aşı başka bir umut… Ancak elimizde tedbirden daha değerli bir uygulama yok şu anda.
 
​Aşı konusunu önüne gelen speküle ediyor. Çin başka şey söylüyor, Almanya başka, ABD başka. Biz daha başka. Şunun kanaatine vardık yerli malzeme, yerli donanım, yerli ilaç, yerli aşı. Hepsi de birbirinden stratejik. Hiç birinde dışarı bağımlı olmadan yol almak gerekli. O yüzden dünya ne derse desin bu konudaki çalışmalarımızı aksatmadan yürütmek gerekir. Prof. Dr. Ercüment Ovalı hocamız bizi heyecanlandıran gelişmeler paylaşıyor. Aşı çalışmalarında belli bir seviyeye gelindi. İkinci dalganın beklendiği ve birincisinden daha ağır geçmesinin öngörüldüğü söyleniyor. Bu konuda davullu zurnalı kaos ve panik çığırtkanlığı yapan yine Çin ve Dünya sağlık örgütü. Biz kendimize bakacağız. Bir çok merkezimizde bu çalışmalar yürütülüyor. Birden fazla merkezde olması da önemli. Farklı yürünen yollar farklı sonuçları doğuracak ve en kullanışlı olanı seçebileceğiz.
 
​İlaç konusunda gelişme, uzun yıllardır kullandığımız, korona virüse de kısmen etkili olduğu saptanan azitromisin etken madde ile alakalı. Kuyruğuna bir bileşen eklenerek etkisinin arttığı belirtiliyor. Ruhsat ve üretim aşamasında. Güvenmek için ağırdan alınması doğru. İlaç konusunda etkili ve konuşmaya değer başka bir gelişme şimdilik yok.
 
​İmmün Plazma ile ilgili de yanlış anlaşılmalar var. Korona virüsü tam anlamıyla tedavi ettiği söylenemez. Çok da masum bir tedavi değil. Umutları buna bağlamak da yanlış olur. Ama şu ana kadar plazma verilen hastaların önemli miktarında hızlı iyileşmeler görülüyor. Bu hastalara aynı anda başka tedaviler de verildiğinden etkinliği ayrıştırmak şimdilik kolay değil. Plazma bağışlayabilir hastaların %90’dan fazlasının bağışçı olduğunu belirtmek lazım. Şu anda ihtiyaç fazlası stok yapılıyor. Stok yapılması önemli. Çünkü olası ve ağır geçecek 2. Salgında cephaneliğimizin dolu olması bize güven verir.
 
​Konsantre immün plazma dediğimiz daha önce bildiğimiz bir tedavi. İmmün plazma deyince plazmanın içinde ne var ne yok hepsini veriyoruz. Sadece korona virüse etkili antikorları değil bağışçının tüm antikor ve diğer plazma bileşenlerini içeriyor. Yan etki sıkıntısı daha çok. Bu sıvıyı sadece antikor içerecek şekilde konsantre etmek veya sadece korona virüse karşı antikor ihtiva eder şekline getirmek tedavide bizi birkaç basamak üste taşır. Yine %100 etkili olacak diyemeyiz. Hem bilmiyoruz, hem de Covid -19 hastalığında virüsten başka mekanizmalar da akciğere ve vücuda zarar vermekte. Bağışıklık sistemimizin virüsle beraber dokularımıza da zarar verdiğini biliyoruz.
 
​Bağışıklık sistemimizin virüsle savaşan hücrelerini kullanmak (covid-19 spesifik T-lenfositler) başka umut verici çalışma. Eğer etkili olursa tedavide bizi zirveye taşır. %100 etkili olur mu? İnşallah..
 
​Temennim yerel çalışmaların ve toplum uygulamaları hazırlığının ekim-kasım aylarından önce bitirilmesi. İkinci salgını bu aylarda bekliyoruz. Kendisi dışında diğer devletlere destek olma konusunda Türkiye dışında olumlu konuşan yok. O yüzden yerli çalışmalar önemli..
 
​Sağlıcakla kalın