Selamlar, dünden itibaren maske kullanmayı önermeye başlarken eldiven kullanmaya önermediğimizi tekrarlamak istiyorum.

Sadece risk altındaki kişiler, işleri bitene kadar ya da yeni bir insanla temas edene kadar eldivenini takmalı. İşi bitince, ya da yeni insan temasında eldivenini değiştirmeli. Yine her değiştirmede öncesi ve sonrasında eller dezenfekte edilmeli veya yıkanmalı. Bu kurallara uyulmuyorsa eldiven hiç kullanılmayıp eller sık sık dezenfekte edilmeli.
 
Günlük uyarımızı yaptıktan sonra yazımıza geçelim..
 
Türkiye’nin ikinci kritik günü 5 Şubat 2020 demiştik. Bu tarihte DSÖ önermemesine rağmen Türkiye Çin’e seyahat kısıtlaması getirdi. Bu ABD dışında uygulanan ilk kısıtlama idi. 10 Şubat’ta DSÖ’nün Çin’e ekip göndermesinden sonra  Çin lideri ilk kez açıklama yaptı.
DSÖ 11 Şubat’ta salgının adını Covid-19 olarak koydu. Japonya’dan ilk ölüm haberi geldi, karantinadaki gemide vaka sayısı 200’ü buldu.

14 Şubat’ta Mısır’da ilk vaka görülmesiyle virüs Afrika’ya giriş yapmış oldu.

19 Şubatta İran, ülkelerinde iki vakanın covid-19 sebebi ile öldüğünü açıkladı.

20 Şubat’ta Güney Kore, 21 Şubat’ta İsrail ilk vakalarını açıkladılar.

22 Şubatta İtalya’dan ilk ölüm haberi geldi ve ülkeler İran ile sınırları kapatmaya başladılar. Tabi ki en önce Türkiye bu tedbiri hem de sert biçimde aldı. Sınır kapılarına hemen sahra hastaneleri kurdu, ülkeye girenleri 14 gün tecrit edip hasta olmadıkları anlaşıldığında serbest bıraktılar.

24 Şubat’ta virüs Ortadoğu ve körfez ülkelerine hızla yayıldı. 25 Şubatta İran’dan son vatandaşlarımız THY ile ülkeye getirildi muayene, 14 günlük izolasyondan sonra serbest bırakıldılar.

26 Şubat’ta orta ve kuzey Avrupa enfekte idi. Türkiye İran ile tüm uçuşları durduran  ilk ülke oluyordu. 27 Şubat’ta İtalya’da vaka sayısı hızla 652’ye çıktı, ölü sayısı da 17 idi. Suudi Arabistan Ülkeyi Umre ziyaretine kapadı.

29 Şubat’ta İran’da vaka sayıları tırmanırken ABD’den ilk ölüm haberi geldi.
Sağlık Bakanımız Virüs ‘Hala ülkemizde yok ancak dört bir yanımızda var, bizde de görülebilir ama şu anda tespit edilmiş vaka yok’ açıklaması yaptı.

6 Mart’ta Fransa’da ilk kez bir Türk hayatını Covid-19 sebebi ile kaybetti.

7-8-9 Mart’ta Tüm Dünyada vaka ve ölüm sayıları hızlandı. ABD borsaları En sert düşüşlerinden birini yaşadı.

11 Mart DSÖ’nün Küresel Pandemi ilan ettiği gündü. DSÖ’nün tehlikeyi bu kadar geç açıklaması gerçekten manidardı.

12 Mart’ta vaka sayısı 126.000’ı, ölüm sayısı da 4600’ü geçmişti. Vakalar tüm dünyada tırmanırken Çin’de düşüşe geçmişti. Bu durum da üzerinde diki kere düşünülmesi gereken bir gelişme idi. Bizim ülkemiz haricindeki ülke başkanları, üst düzey yöneticiler, ünlü sinema oyuncuları ve spor adamları virüsle enfekte olduklarını açıkladılar. Hepsi de teker teker iyileşiyorlar. Tabi ki vefat haberlerini beklemiyorum ve istemiyorum, asıl beklediğim Covid-19 pozitif olmamaları.

11 Mart’ta Sağlık Bakanımız Türkiye’deki ilk vakanın görüldüğünü açıkladı. Bu gelişmeler olunca Türkiye’de okullar hemen tatil edildi. Vaka görülmesinin hemen ardından yapılan bu hamle çok kritikti. Türkiye için salgın serüveni başlamıştı. Bu tarihe kadar okul tatili, sınırlarda alınan önlemler ve seyahat kısıtlamalarının ne kadar önemli olduğunu yarın yorumlayacağım. Salgın zaten gelecekti, ancak ertelenmesi çok önemliydi.
İlk vaka Avrupa kaynaklıydı. Yani ne ilk kaynak Çin ne de ikinci kaynak İran’dan olmuştu. Bu iki ülke ile temas anında kısıtlanmış, buralardan ülkemize gelenlere tecrit uygulanmış, ayrıntılı muayeneler yapılarak ülkeye alınmışlardı. Bu büyük başarı idi. Ancak darbeyi sağlık sistemlerini, sosyal devletçiliklerini yere göğe sığdıramadığımız Avrupa’dan yedik.

18 Mart’ta vaka sayısı 18’e ulaştığında 7’si Avrupa, 3’ü ABD, biri Umre kaynaklıydı. Kalanlar ise yurt içi temaslı idi. Salgın kapımızdan içeri böylece girmiş oldu.

Salgının ülkemizdeki seyri Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulumuz ve  Devletimizin uygulamaları ve yorumlarımı yarın okuyabilirsiniz.
Tedbir alın
#evdekalın