​COVID-19’un ortaya çıkışı ve salgının yayılması ile ilgili iyi niyetli bir bakışla anlamakta zorlandığım çelişkileri sıralayacağım. Bugün ortaya çıkış hikayesiyle başlayalım…
 
Çin ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) hakkında pek çok iddia havalarda uçuşmakta. Nispeten güçlü iddialardan burada söz ederken, resmi açıklamalar asıl gündemim olacak. Bu açıklamalar durumun vehametini gün yüzüne çıkarıyor aslında. Kronolojik olarak açıklamalara yorum getireyim, iddiaları da yeri geldikçe sıralayayım.
 
​Koronavirüs ile alakalı Bill ve Melinda Gates Vakfı da dahil pek çok ülke ve kuruluşun araştırmalar yaptığı bilinmekte. ABD bunların başında geliyor. Çin’in bu konudaki laboratuvarı Wuhan’da bulunuyor. Meşhur COVID-19’un önce yarasadan bulaştığı söylendi. Sonra başka bir hayvan (karıncayiyen), daha sonra da yarasa çorbası dendi. Hiçbiri kanıtlı değil. İşin ilginç tarafı, yarasadaki koronavirüsle COVID-19 aynı virus değil, benzerlik %85.
 
Koronavirüs 2002’de ilk olarak Çin’in Yunnan eyaletinde Myanmar sınırındaki mağaralarda nalburunlu yarasalarda tespit ediliyor. O zamanlar ismi SARS. Koronavirüsün ilk salgını. Size bu yarasaların satılıdığı üç canlı hayvan pazarının bulunduğu şehirleri söyleyeceğim. Dongguan, Guilin ve Wuhan. Üçü de yarasa mağaralarına yaklaşık 1400-1800 kilometre uzaklıkta. Ne kadar ilginçtir ki salgın bu üç şehirde değil de sadece Wuhan’da ortaya çıkıyor. Ayrıca Güneydoğu Asya’da da nalburunlu yarasalar yaygın olarak besin maddesi olarak tüketilmekte. Endonezya ve Tayland’daki vahşi hayvan pazarlarında bu hayvanın satışı her zaman vardı. Wuhan’ı tüm bu şehirlerden ayıran özellik ise burada biyolojik araştırmalar laboratuvarının bulunması.
 
Özellikle Çin’de, nalburunlu yarasalardan toplanan koronavirüsle domuzlar, köpekler gibi birçok hayvan üzerinde ciddi sayılarda deneyler yapılmış ve yayımlanmıştır. Bunların aşı çalışması olmadığı gibi tarım ekonomisi için de yürütülen faaliyetlerden olmadığı aşikardır. Bu çalışmaların; genetiğiyle oynanmış virüsün organizma üzerindeki tahribatlarına dair yapılan araştırmalar olduğu görülmektedir. Bu durum, biyolojik silah olarak koronavirüs üzerinde çalışıldığı iddialarını kuvvetlendirmektedir.
 
ABD-Maryland’deki Fort Derick biyolojik silah laboratuvarı 2015’te koronavirüs için patent başvurusunda bulunmuş ve 2018’de almış. Nedendir bilinmez, 2019 yılı Ağustos ayında güvensiz bulunduğu için faaliyetlerine son verilmiş. Kapatılma sebebi olarak da pek çok patojenin kaybolması gösterilmektedir. Çin’de koronavirüs ortaya çıkmadan iki ay önce, 18 Ekim 2019’da Johns Hopkins Üniversitesinde “Event 201” salgının bilgisayar simülasyonu yapıldı. Tesadüfe bakın ki programın sponsoru Dünya Ekonomik Forumu ile “Bill ve Melinda Gates Vakfı” idi. Senaryo, alınacak tedbirlerdi. Senaryoya göre koronavirüs Brezilya’da bir domuz çiftliğinden yola çıkacak, havayolu ile Portekiz’e, sonra ABD ve Çin’e varacak. Küresel nüfusun % 80-90’ı öldüğünde etkili bir ilaç bulunacaktı. Bu iki hadise kafa karıştırmaktan ziyade zihinlerimizdeki sis perdesini aralıyor gibi.
 
Her ne kadar Event 201 simülasyonu salgından iki hafta önce yapıldı dense de COVID-19 vakalarının 2019 yılı Kasım ayında ortaya çıktığından şüphelenilir. Çünkü bu tarihteki hastaların bulguları COVID-19 bulguları ile örtüşmektedir ve tanıları yoktur. Bazı Çin kaynakları kabul edilen ilk vakadan önce  hasta sayısının 256 olduğunu iddia ediyor*.
 
Nihayetinde 11 Aralık 2019’da yüksek ateş şikayeti ile gelen Bayan Wei ilk vaka olarak kabul edildi. İkinci vaka ise bu hanımın pazardaki müşterisi idi. Bu iki hastanın ilk vakalar olarak kabul edilmesi salgının hayvan pazarında başladı algısını oluşturmak için miydi bilinmez. Çünkü aynı yarasaların satıldığı bir sürü hayvan pazarı halihazırda çalışmaktaydı. Bayan Wei’ye hastalığın nereden bulaştığı bilinmiyor ancak sonraki 7 vaka pazarın müşterisi. İlk 41 hastadan 13’ünün hayvan pazarı ile ilgisi yoktu. Bu yarasalar sadece bayan Wei’yi mi seçti bulaştırmak için? 13 kişinin hayvan pazarı ile ilgisinin olmaması en azından virüsün insandan insana bulaştığı anlamına gelmektedir. Ayrıca ilk asemptomatik (belirtisi olmayan) vaka 26 Aralık 2019’da tanı konan 2 yaşlı çiftin oğlu idi. İnsandan insana bulaşmanın olduğu, aynı zamanda hastalığın asemptomatik olarak geçirilebildiği bu tespitlerle kolaylıkla söylenebilir.
 
Peki, nasıl oldu da Çin’den kimsenin gitmediği İran’ın Kum kenti, ikinci yayılım merkezi oldu?
Yarın buradan devam edelim..
 
 
Umarım faydalı olmuştur..
Sağlıcakla kalın…