Canı sıkkın, mutsuz, umutsuz,çökkün birini görünce yurdum insanının ilk söylediği...

“Nasıl olur de böyle küçük bir şeyi kafana takabiliyorsun?”
veya “Böyle hissetmene ne gerek var?” “Takma kafanı”,
“Olur böyle şeyler” v.s gibi tabirler...

Bu ifadeleri de çoğunlukla iyi niyetle, karşımızdakinin kaygısını, stresini azaltmaya yönelik bir düşün-sellikle, teselli etmek için yaparız.

Ancak gerçekte bu sözlerin karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini olumlu yönde değiştirmeye hiçbir etkisi olmaz.

Tam tersine, karşımızdakine “anlaşılmadığı” hissini
yaşatırız.

"Buda beni anlamdı derdime derman olamadı" hissiyatıyla onu yine karanlık dehlizlere doğru yalnızlığıyla baş-başa bırakırız.

Böyle değil!

Bir insanı üzüntüye,incinmeye, kırılmaya götüren ilişkiler bütünlüğünü anlamadan orada kişinin rolünü ,

Neden RAHATSIZ olduğunu yine bilmeden ve o ilişkiler ağını sağlıklı, tutarlı adilane bir şekilde dizayn etmedikçe o kişiye "takma kafana böyle şeyleri" demekle sorunlarını çözmüş olmazsınız.

Evet. Herkesin kendince "doğruları" / farklı bir bakış açısı vardır, bunları anlamlı ,anlamsız olarak adlandırmadan önce biraz düşünüp o kişinin perspektifinden bakmaya çalışmak gerekir.

İletişim içindeyken bu açıyı yakalayabilmeli, ancak tarafsızlığımızı korumalı, empatiyle sempatiyi karıştırmamalı,kendimizi karşımızdakiyle özdeşleştirmemeli-yiz.

Empati de tam olarak budur.

Yani yurdum insanının sloganikte olsa az-çok hakkında fikir öne sürerken empatiyi sadece kişinin kendisini bir başkasının yerine koyması olarak anlaması demek değildir.

Empati, aynı zamanda kişinin; olaylara karşısındakinin bakış açısıyla bakabilmesi yanında karşısındaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamak,

ve doğru olarak anladığını karşısındaki kişiye ifade etmesi ve doğru olarak anladığının teyit edilmesidir.

Empati göstermekten amaçlanan da budur zaten...

İletişimi daha etkin ve sağlıklı bir platformda yürütebilmek...

Yoksa sadece karşıdaki kişinin yerine kendimizi koymamız sadra-şifa olmuyor / olmaz.

Bu anlamda olması gerektiği şekliyle tutarlı /anlamlı empatik iletişimde; karşımızdakine değer verdiğimizi ve onu anladığımızı göstermiş oluruz.

Bunun sonucunda çünkü çevremizdekiler bizimle iletişim kurmakta daha istekli olur ve bize daha açık davranır.

Dinleme sırasında yanlış anlama olabilir ki bu normaldir bu durumda da kişiyi yanlış anladığımız / anlattığımız bir konu veya izlenimi konuşmacı / dinleyici hemen konuşma sırasında düzeltebilir.

Böyledir. Ancak böylece karşı tarafı daha iyi tanıyabiliriz.

Karşı taraf da duygularını daha açıklıkla ve samimiyetle ifade eder.
Bu şekliyle sağlıklı bir iletişimde karşı tarafı daha iyi tanıma fırsatının yakalanmasıyla, o kişi hakkındaki önyargı
ve olumsuz duygularımız azalır ve ortadan kalkar.

Daha anlamlı, yakın ve yardımsever ilişkiler kurulur.

Evet son tahlilde empatinin üç temel aşaması; “karşımızdaki kişinin bakış açısıyla bakabilmek”, “karşımızdakinin duygu ve düşüncelerini anlamak” ve “anladığımız karşımızdakine
göstermek”tir.

Vesselam