Bundan yaklaşık üç hafta önce Hacire Akar isimli Diyarbekirli bir kadın, çocuğunun HDP tarafından kandırılarak dağa götürüldüğünü iddia ederek PKK’nın siyasal ayağı olan bu partinin önünde eylem başlattı.
Bu kahraman kadına çok kısa bir süre içerisinde başka kadınlar/anneler katıldı.
Başlangıçta bu hadiseyi ciddiye almayan PKK, eylem 2. haftasını doldururken açıklama yapmak yani halkı ve eyleme katılanları tehdit etmek zavallılığına kadar düştü.
Karşılarında, inandıkları dava için ölümü göze almış anneleri görünce panikleyen bu katil örgüt ve savunucuları, yaptıkları açıklamanın, “sonun başlangıcı” olduğunun farkında değillerdi muhtemelen…
Evet, bu eylem, bu memlekete ve millete 40 yıldan beridir kan kusturan cani bir örgütün, tarih sahnesinden çekileceği hadise olarak kayıtlara geçecektir.
Bundan zerre kadar kuşkum yok!
Tıpkı 1955 yılında Amerikalı siyahilere uygulanan ırkçı zulmü tarihin tozlu sayfalarına gömen Rosa Parks isimli siyahi bir kadının başlattığı eylem gibi bu direniş de milat olma özelliğine sahiptir!
Malumunuz, Amerika’da toplu taşıma araçlarında siyah-beyaz ayrımı yapılmaktaydı.
Bu ırkçı yaklaşıma göre otobüslere binen beyazlar ön tarafta, siyahlar ancak arka tarafta oturabiliyorlardı.
Otobüs dolduğunda ise siyahlar inip başka bir araca binmek zorundaydılar.
İşte Rosa Parks isimli bu kahraman kadın bir gün ön tarafta oturdu ve bütün tehditlere rağmen kalkmadı.
Bu eylemi neticesinde hapisle cezalandırıldı ama ok yaydan çıkmıştı bir kere…
Siyahlar, bu ırkçı ayrım kalkmadığı sürece otobüslere binmediler.
On binlerce insan işlerine yayan gitti.
Bir yılı aşkın bir süre devam eden bu protesto sonuç verdi ve bahse konu ırkçı yasa kaldırıldı.
Bir kadın, Amerika’yı dize getirmişti!
Hacire ananın direnişini Rosa Parks’ın eylemine benzetirken hiç de hayalci davranmadığımı düşünüyorum…
Zira şunu biliyorum ki, hiçbir zalim güç (tıpkı Amerika örneğinde olduğu gibi) kadınların ve annelerin başlattığı direnişle baş edemez!..
Bugün ya da yarın yenilmeye mahkûmdurlar!
Üçüncü haftasını doldurmak üzere olan bu eyleme şimdiden 40’ın üzerinde anne katılmış durumda…
PKK’nın tehdidi, amiyane tabirle, “vız geldi tırıs gitti!..”
Şimdi onlar, meseleyi vülgarize etmek için kendilerine destek verenlerle birlikte ahmakça bir çaba içerisindeler…
HDP/PKK’ya destek verenler kısmında bir miktar duralım isterseniz…
Başta, artık ortaklıkları alenileşen CHP olmak üzere, utangaç ortakları İYİ-P ve SP ile bazı STK’lar meseleyi görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.
Bunlara, ota bota “susamam” diye klip çeken “sanatçı” (!?) müsveddeleri ve Kemalistler de eşlik ediyor.
Bütün bir ülkeyi karşılarına alma pahasına bu eyleme kör ve sağır kalmak, ne anlam geliyor sizce?
Hiç kimse kusura kalmasın, bunun tek bir cevabı vardır!
40 yıldan fazla bir zamandır bu ülkenin kanını emen, maddi manevi değerlerini tarumar eden PKK isimli örgüte destek vermektir bunun adı.
Öyle ki, bu ihanet ittifakı, örgütün açıkça üstlendiği orman yangınları konusunda bile gıkını çıkaramadı.
Bu hain ittifak görünüşte yelpazesini genişletiyor da…
Ama herkes bilsin ki, Hacire ana onların çanına ot tıkayacak eylemi başlattığında işleri o gün bitmişti.
Bu hakikati yadsımaları, sonlarını hızlandırmaktan başka bir şeye yaramayacak elbet.
Rosa Parks, 1955’te koyduğu tavırla bir devrim başlattığından habersizdi muhtemelen.
Bugün Hacire ananın koyduğu soylu tavır da kuşkusuz ki devrim niteliğinde bir eylemdir.
Tarih bunu not edecektir elbet.
Hacire anaya ve Rosa Parks’a selam olsun!
Tabii HDP/PKK’ya ve savunucularına da binlerce kez lanet!..