Önceki yazımızın başlığı “iki belediye aldılar böyle oldu! ya iktidara gelirlerse?..” idi hatırlarsınız.

CHP’nin ve yan kuruluşlarının, azıcık da olsa iktidarı çağrıştıran bir gelişme neticesinde takınacakları tavra dair eleştirel bir yazıydı.

Bu yaklaşımımızı abartılı bulanların ne denli yanıldıklarının kanıtlarıyla dolu bir hafta geçirdik.

CHP içinde pişirilen ve fakat sanki dışarıdan servis edilmiş gibi yansıtılmaya çalışılan bir “kumpas” teşebbüsü geçtiğimiz haftanın ana gündem maddesiydi.

A’dan Z’ye CHP mamulatı bir kumpas söz konusuydu.

CHP’liliği ile meşhur bir ayağı kabirde bir yazar makulesi ilk bakışta “bomba” diye nitelenebilecek bir haber-yorum kaleme aldı.

Buna göre bir CHP milletvekili Külliyeye gitmiş ve Sayın Cumhurbaşkanı ile gizli bir görüşme yapmış. Görüşmede Cumhurbaşkanı, güya bu şahsa “Senin genel başkan olmanı isteriz. Aday olursan desteklerim” diyesiymiş…

Gerçek olması halinde, hakikaten bomba etkisi meydana getirecek bir haberdi bu.

Önce AK Parti sözcüleri ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı kesin bir dille yalanladı bunu.

Buna rağmen CHP Genel Başkanı katıldığı bir TV programında bunun gerçek olduğunun altını çizdi ve yetinmeyerek Külliyeye giden CHP’liyi bildiğini söyledi.

Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanı, İzmir’deki bir toplantıda yaptığı konuşmada yalanlarıyla meşhur genel başkana meydan okudu ve “Ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen de CHP genel başkanlığından vaz geçecek misin?” diyerek bombayı, pimini de çekerek Kılıçdaroğlu’nun kucağına koydu.

Bir anda her şey değişti ve o günü gecesinde Külliyeye giden şahsın önceki seçimde Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan Muharrem İnce olduğu söylendi.

İnce de aynı şekilde meydan okuyunca çarşı karıştı ve çok geçmeden bunun bir yalan olduğu tebeyyün etti.

Yalanın kaynağı yine CHP idi.

Haberi başlangıçta ilk duyan kişinin iddiası bu yöndeydi ve CHP’liler bunun aksini ispat etmek bir yana doğruluğunu teyit eden açıklamalar yapıyorlardı.

İnanılmaz derecede müstekreh bir skandalla karşı karşıya idik!

Ama bu skandalın failleri hiçbir şey olmamış gibi davranmaya dahası Cumhurbaşkanlığını suçlamaya devam ediyorlardı.

‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ sözünü haklı çıkarırcasına büyük bir yüzsüzlük ve utanmazlıkla yalanı sürdürmeye çalıştılar.

Heyhat! Atı alan Üsküdar’ı geçmişti.

Baştan sona acemice tezgâhlanan bu kumpasın kamuoyunun tamamının ittifakıyla CHP menşeli olduğu çoktan kabul görmüştü bile.

Hepinizin bildiği bu hadiseyi yazmamın iki önemli sebebi var.

Birincisi: İktidara talip olan mezkûr yapının gözünü nasıl karattığını, önceki yazımızda da vurguladığımız, iktidar olması halinde memleketi nerelere sürükleyeceğini bir kez daha göstermek içindir.

Düşünün, bu yapı; kendi içindeki şahsiyetlere bile acımasızca ve bütün ahlâki kuralları altüst eden bir şekilde saldırabiliyor.

Bunların, muhalif saydıkları kimselere neler yapabileceğini varın siz hesap edin…

İkinci sebebin birkaç alt başlığı var.

Sanırım bu yöndeki bir değerlendirme bahsini edeceğimiz yönleri itibariyle medyada henüz kaleme alınmış değil.

CHP bu kumpası kanaat-ı acizanemce şu amaçları gözeterek tezgâhladı.

1- CHP Genel Başkanlığı için adı geçen Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun itibarsızlaştırılması için çok önemli bir gerekçe olacaktı bu kumpas. Zira Feyzioğlu, kısa bir süre önce kendisine gösterilen bütün tepkilere rağmen Külliyeye çıkmış ve Cumhurbaşkanı ile görüşmüştü. Böyle bir durumda akla gelecek ilk isimdi ve nitekim başlangıçta onun adı telaffuz edildi. Böylelikle Feyzioğlu “işbirlikçi” olarak damgalanacak, mesele başlamadan bitecekti.

2- Adı verildiği için Muharrem İnce yahut bütün potansiyel genel başkan adayları, daha yarış başlamadan “sarayın adamı” yaftasıyla damgalanacak ve Kılıçdaroğlu için dikensiz gül bahçesi hazırlanacaktı.

3- Cumhurbaşkanı töhmet altında bırakılacak ve kamuoyuna “muhalefeti bel altı vuruşlarla devre dışı bırakan bir Cumhurbaşkanı” imajı pompalanacak ve bunun getirisinden olabildiğince nemalanılacaktı.

Evet, evdeki hesap çarşıya uymadı.

Bu ahlâksız ve iğrenç kumpas, faillerin ellerinde patladı.

Bir bakıma Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu bu kumpasın odağı olan CHP…

Daha önce de yazdığımız gibi, Allah bunlara fırsat vermesin!..

Nihat NASIR

[email protected]