Geçtiğimiz ay, Büyükşehir Belediye Meclisinde “30 Ağustos’ta ulaşım ücretsiz olsun mu?” tartışması yaşanmıştı hatırlayacaksınız.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, o oturumdaki konuşmasının bir bölümü cımbızlanarak alıntılanmış, bu nedenle de tartışma başka bir mecraya çekilmiş ve bunun üzerinden CHP’liler bir bardak suda fırtına koparmışlardı.

Bahsini ettiğimiz parti yani CHP, kısa bir süre önce HDP/PKK ile ittifak eden parti!..

Bölücü örgütün siyasal uzantısıyla yaptığı ittifakın dumanı henüz tüterken, bu gerçeği perdelemek maksadıyla geliştirilmiş kurnazca bir taktikti bu elbette.

  

CHP’liler bu işlerde hayli mahir (!) doğrusu.

Algı operasyonu denildi mi akıllara ilk onlar geliyor.

Bir tür “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” taktiği…

Buna dair onlarca örnek verebiliriz.

Sözgelimi Nilüfer Belediye Başkanının kapısına kadar asfalt döktürdüğü villa hadisesi…

İmara kapalı bir alanda yapılan ve iddialara göre 7 milyon TL’lik bir değere sahip olan villa ile ilgili haberler basına yansıyınca CHP’liler kulaklarına üzerine yatıp bu olayı görmezden gelmeyi tercih ettiler.

Suçlamaların odağındaki isim olan Nilüfer Belediye Başkanının konuya dair getirdiği izah ise evlere şenlik türündendi.

Villa, bir belediye çalışanı olan müstakbel kayın biraderine aitmiş.

Yok, hayır, şaka değil, başkan resmen böyle izah etti meseleyi.

Gariban bir işçinin böylesine yüksek meblağlı bir yapıyı nasıl edinmiş olabileceği hususu basit bir ayrıntı tabii…

Hele, imar olmadığı halde kapıya kadar uzanan asfalt, hiç mi hiç kayda değer bir ilginçliğe sahip değil!

CHP’li olunca bunların zerre kadar anlamı olmaz.

Onlar, ulusal basındaki yandaşlarının da katkılarıyla ve büyük bir insafsızlıkla, Büyükşehir Belediye Başkanına iftira etmekle meşguller.

Gerçekle uzaktan yakından alakası bulunmayan bir  “huzur hakkı” spekülasyonuyla, başkanın yasal olarak yürütmek zorunda olduğu belediye şirketlerinin yönetim kurulu başkanlığı gerekçe gösterilerek her zaman olduğu gibi yine bir bardak suda fırtına kopardılar.

İşleri bu zira…

Yazının başlığına çektiğimiz “provokasyon ihbarı” da tam da bu yaklaşımla ilgili…

Aldığımız bazı duyumlar, CHP’lilerin, başta HDP/PKK ile olan ittifakları olmak üzere İstanbul Belediye Başkanının devirdiği çamları ve yukarıda sözünü ettiğimiz yolsuzlukları perdelemek maksadıyla 30 Ağustos’ta birtakım ilginçlikler tertipleyecekleri yönünde…

Ne tür provokatif bir eylem yahut eylemler yapmayı planlıyor olabilirler dersiniz?..

Mesela, “laik-anti laik” kurgusu olabilir mi?

Veya buna benzer kutuplaşmayı kaşıyacak bir teşebbüs?..

Toplumun sinir uçlarını hedef alan ve yegâne karakteri “yaygara” olan bir tiyatro da seyredebiliriz tabii…

CHP, bu türden işleri sever demiştik başta.

Aldığımız duyumlar, bu kanaatlerimizi pekiştirecek cinsten…

Umuyoruz ki, bu, sadece bir duyumdur ve böyle bir atraksiyon hiç gerçekleşmez!

Yine umuyoruz ki, CHP’liler böyle ucuz işlerle uğraşmak yerine partilerinin ve parti yöneticilerinin, HDP/PKK ile nasıl olur da ittifak edebileceklerini sorgularlar…

Yahut yukarıda zikrettiğimiz milyonluk spekülasyonlara neden geçit verdiklerini…

İzleyip göreceğiz.

Nihat NASIR

[email protected]